A bunch of fives: Tokat anlamındaki “beş kardeş” anlamına geliyor.
A drop in the bucket: “Devede kulak” anlamına gelir.
A drop in the ocean: Bu da “A drop in the bucket” gibi devede kulak, okyanusta bir damla anlamına gelmektedir.
A fate worse than death: Ölümden daha kötü olan bir kader diye çevirebiliriz.
A fool’s paradise: Hayal alemi anlamına gelir. “Live in a fool’s paradise” şeklinde kullanılır.
A stone’s throw: Bir taş atımlık mesafede yani çok yakın anlamına gelir.
A wolf in sheep’s clothing: Kuzu postundaki kurt yani kuzu postuna bürünmüş kurt anlamına gelir.
Accidents will happen: Kazalar olur yani takma kafana herkesin başına gelebilir anlamını verir.
Act of God: Takdiri ilahi, Allah’ın işi anlamına gelir.
Air kiss: Biriyle vedalaşırken yanağını derdirmeden öpmeye verilen addır.
Air quotes: Konuşurken elle yapılan tırnak işaretine denir.
Alike as two peas in a pod: Bir kabuktaki iki bezelye gibi yani birbirinin tıpatıp aynısı anlamına gelmektedir.
It is all Greek to me: Türkçe’deki bu olaya Fransız kaldım ifadesi İngilizce’de bu olaya Yunanlı kaldım şeklinde söyleniyor.
Not for all the tea in China: Çin’deki bütün çaylar için bile olarak çevrilir. Anlamı dünyaları verseler bile demektir.
An eye for an eye, a tooth for a tooth: Türkçe’deki göze göz, dişe diş anlamındaki deyimdir.
Apple of my eye: Gözümün bebeği anlamına gelir.
April fool: 1 Nisan’da kandırılan kişiye ve 1 Nisan şakasına verilen addır.
As busy as a bee: Arı gibi çalışkan anlamına gelir.
As easy as pie: Çocuk oyuncağı, çok basit anlamlarına gelir.
As fit as a butcher’s dog: Kasabın köpeği kadar formunda olarak çevrilebilen bu ifade oldukça sağlıklı ve güçlü anlamında kullanılır.
İngilizce’deki bu deyimlerin birebir karşılıklarını görmek eğlenceli oldu. Özellikle “It is all Greek to me” olanı hiç duymamıştım, ilginçmiş.