
Evinizin adresini tarif ederken, kaybolan anahtarınızın nerede olduğunu söylerken veya arkadaşınızla buluşacağınız kafenin konumunu açıklarken hangi kelimeleri kullanırsınız? Türkçede “içinde”, “üstünde”, “altında”, “yanında” gibi kelimelerle nesnelerin ve kişilerin yerlerini kolayca belirtiriz. İşte İngilizce’de de bu tür konumları belirtmek için kullandığımız sihirli kelimeler var: Yer Edatları (Prepositions of Place). İngilizce öğrenme yolculuğunuzun başındaysanız (A1 seviyesi), bu küçük ama önemli kelimeleri öğrenmek, iletişim becerilerinizin temelini sağlamlaştıracaktır.
Peki, nedir bu yer edatları ve A1 seviyesindeki öğrenciler için neden bu kadar önemlidirler? Yer edatları, en basit tanımıyla, bir nesnenin, kişinin veya bir olayın başka bir nesneye veya yere göre konumunu, pozisyonunu veya yönünü tanımlayan kelimelerdir. Genellikle “Nerede?” (Where?) sorusuna cevap verirler. Örneğin, “Kitap nerede?” sorusuna “Kitap masanın üzerinde” (The book is on the table) şeklinde cevap verirken kullandığımız “on” kelimesi bir yer edatıdır. Bu edatlar, cümledeki farklı öğeler arasındaki mekansal ilişkileri kurarak anlamı netleştirir.
A1 seviyesinde yer edatlarını öğrenmek birkaç temel sebepten dolayı kritik öneme sahiptir. İlk olarak, günlük hayatta basit ama etkili iletişim kurabilmek için vazgeçilmezdirler. Eşyalarınızın yerini söylemek (“Anahtarlarım çantamın içinde” – My keys are in my bag), basit adres tariflerini anlamak veya vermek (“Okul parkın yanında” – The school is next to the park) gibi temel durumlar yer edatları bilgisi gerektirir. İkinci olarak, bu edatlar cümlelere açıklık katar ve olası anlam karışıklıklarını önler. “Kedi yatağın altında” (The cat is under the bed) ile “Kedi yatağın üstünde” (The cat is on the bed) arasındaki farkı yaratan işte bu küçük kelimelerdir. Yer edatları olmadan, konum ve pozisyonla ilgili anlamları açık ve kesin bir şekilde ifade etmek oldukça zorlaşır. Bu kelimeler, çevremizdeki dünyayı tarif etmemizi ve başkalarının tariflerini anlamamızı sağlayarak, dinleyicinin veya okuyucunun durumu zihninde canlandırmasına yardımcı olur. Bu, özellikle A1 seviyesinde temel betimleme becerilerini geliştiren öğrenciler için temel bir adımdır.
Bu makalede, İngilizce A1 seviyesinde en sık kullanılan temel yer edatlarını (in, on, at, under, next to, behind, in front of, between, near) inceleyecek, anlamlarını ve kullanımlarını basit, anlaşılır örneklerle açıklayacak ve sık yapılan hatalara karşı ipuçları vereceğiz.
Konu Başlıkları
A1 Seviyesi İçin Temel İngilizce Yer Edatları
İngilizce’de çok sayıda yer edatı bulunsa da , başlangıç seviyesinde (A1) odaklanmanız gereken temel edatlar vardır. Bu bölümde, en sık karşılaşacağınız ve günlük konuşmalarda kullanmanız gereken bu temel edatları, anlamlarını ve kullanımlarını net örneklerle adım adım öğreneceğiz.
İçinde mi, Üstünde mi, Yoksa Belirli Bir Noktada mı? ‘In’, ‘On’ ve ‘At’ Kullanımı
İngilizce öğrenirken ilk karşılaşacağınız ve belki de en çok kullanacağınız üç temel yer edatı ‘in’, ‘on’ ve ‘at’ edatlarıdır. Bu üç edat, konum belirtirken farklı anlamlar taşır ve başlangıç seviyesinde sıkça karıştırılabilirler. Bu nedenle, aralarındaki farkları iyi anlamak önemlidir.
In
(İçinde):
Bu edat, genellikle bir şeyin kapalı bir alanın, bir mekanın veya sınırları belirli bir yerin “içinde” olduğunu ifade etmek için kullanılır. Bir kutunun, odanın, evin, çantanın, arabanın, şehrin veya ülkenin içinden bahsederken ‘in’ edatını kullanırız. Temel mantığı, bahsedilen yerin fiziksel veya kavramsal “sınırları” olmasıdır.
- The cat is in the box. (Kedi kutunun içinde.)
- My keys are in my bag. (Anahtarlarım çantamın içinde.)
- They live in London. (Onlar Londra’da yaşıyor.)
- The milk is in the fridge. (Süt buzdolabında.)
- The children are playing in the park. (Çocuklar parkta oynuyor.)
- He is in the kitchen. (O mutfakta.)
On
(Üzerinde):
‘On’ edatı, bir şeyin bir yüzeyin “üzerinde” olduğunu, o yüzeyle temas halinde bulunduğunu belirtmek için kullanılır. Masa, sıra, zemin, duvar, raf gibi düz veya dikey yüzeylerden bahsederken bu edatı tercih ederiz. ‘On’ edatını aklınızda tutarken, sadece “üzerinde” demek yerine “bir yüzeyin üzerinde/yüzeyle temas halinde” şeklinde düşünmek daha doğru olacaktır.
- The book is on the table. (Kitap masanın üzerinde.)
- The picture is on the wall. (Resim duvarda.)
- The cat is lying on the carpet. (Kedi halının üzerinde yatıyor.)
- We live on the fifth floor. (Biz beşinci katta yaşıyoruz.)
- Please put the clothes on the bed. (Lütfen kıyafetleri yatağın üzerine koy.)
- He’s on the bus now. (O şu anda otobüste.) (Toplu taşıma araçları için de kullanılır)
At
(Belirli Bir Noktada / -de, -da):
‘At’ edatı, genellikle belirli bir noktayı, kesin bir konumu veya belirli bir aktivitenin gerçekleştirildiği yeri ifade etmek için kullanılır. Direkt olarak Türkçedeki “-de, -da” eki gibi düşünülebilir, ancak daha çok spesifik bir lokasyona işaret eder. Okul, iş yeri, otobüs durağı, tren istasyonu, parti, sinema, kapı girişi gibi belirli noktalar veya adresler için ‘at’ kullanılır. Özellikle buluşma noktalarını belirtirken sıkça karşımıza çıkar.
- He is waiting at the bus stop. (Otobüs durağında bekliyor.)
- She is at school. (O okulda.)
- I met him at a party. (Onunla partide tanıştım.)
- I live at 15 Green Street. (15 Green Caddesi’nde yaşıyorum.)
- Someone is at the door. (Kapıda biri var.)
- See you at the train station! (Tren istasyonunda görüşürüz!)
- She’s working at home today. (O bugün evde çalışıyor.)
Bu üç temel edat arasındaki farkları daha net görebilmek için aşağıdaki tabloyu inceleyebilirsiniz:
‘In’, ‘On’, ‘At’ Yer Edatları Hızlı Başvuru Tablosu
Edat (Preposition) | Temel Anlam (Core Meaning) | Örnek Kullanım Alanları (Example Contexts) | Basit Örnek (Simple Example) |
---|---|---|---|
In | İçinde / Kapalı Alan (Inside / Enclosed Space) | Kutu, Oda, Ev, Çanta, Şehir, Ülke, Araba (Box, Room, House, Bag, City, Country, Car) | in the box (kutunun içinde) |
On | Üzerinde / Yüzeyle Temas (On Top / Surface Contact) | Masa, Duvar, Zemin, Raf, Sokak, Kat, Otobüs (Table, Wall, Floor, Shelf, Street, Floor, Bus) | on the table (masanın üstünde) |
At | Belirli Nokta / Aktivite Yeri / Adres (Specific Point / Activity Location / Address) | Durak, Okul, Parti, Kapı, Ev (genel), İş (Bus stop, School, Party, Door, Home (general), Work) | at the door (kapıda) |
E-Tablolar’a aktar
Bu tablo, A1 seviyesindeki öğrenciler için bu üç önemli edatın temel kullanımlarını özetleyerek hızlı bir başvuru kaynağı sunar. Bu edatların temel mantığını (içinde, yüzeyinde, belirli bir noktada) kavramak, doğru kullanımı öğrenmenin ilk adımıdır.
Nesnelerin Konumunu Tarif Etme: ‘Under’, ‘Next to’, ‘Behind’, ‘In front of’, ‘Between’
‘In’, ‘on’ ve ‘at’ edatları genel konumları belirtirken, şimdi inceleyeceğimiz edatlar nesnelerin birbirlerine göre daha spesifik pozisyonlarını tarif etmemize yardımcı olur. Bu edatlar, çevremizdeki eşyaların düzenini anlatırken oldukça işlevseldir.
Under
(Altında):
Bir şeyin başka bir nesnenin “altında”, daha aşağı bir seviyede veya onun tarafından örtülmüş olduğunu ifade eder. Genellikle masa, sandalye, yatak gibi altında boşluk bulunan nesnelerle kullanılır.
- The cat is under the table. (Kedi masanın altında.)
- Your shoes are under the bed. (Ayakkabıların yatağın altında.)
- The ball rolled under the car. (Top arabanın altına yuvarlandı.)
Next to
(Yanında / Bitişiğinde):
Bir nesnenin veya kişinin başka bir nesne veya kişinin hemen “yanında”, ona bitişik olduğunu belirtir. İki nesne arasında başka bir şey olmadığını vurgular. İngilizce’de ‘beside’ kelimesi de çok benzer bir anlamda kullanılır.
- The bank is next to the supermarket. (Banka süpermarketin yanında.)
- The lamp is next to the bed. (Lamba yatağın yanında.)
- Sit next to me. (Yanıma otur.) (beside örneği next to için de geçerlidir)
- The coffee shop is next to the bank. (Kafe bankanın yanında.)
Behind
(Arkasında):
Bir şeyin başka bir nesnenin “arkasında”, arka tarafında olduğunu ifade eder. Genellikle önden bakıldığında görünmeyen bir konumu belirtmek için kullanılır.
- The cat is behind the sofa. (Kedi kanepenin arkasında.)
- The garden is behind the house. (Bahçe evin arkasında.)
- She is hiding behind the curtains. (Perdelerin arkasına saklanıyor.)
- The car is parked behind the building. (Araba binanın arkasına park edilmiş.)
In front of
(Önünde):
Bir şeyin başka bir nesnenin “önünde”, ön tarafında yer aldığını belirtir. ‘Behind’ (arkasında) edatının tam zıttıdır.
- The car is parked in front of the house. (Araba evin önünde park edilmiş.)
- The bus stop is in front of the supermarket. (Otobüs durağı süpermarketin önünde.)
- The teacher stands in front of the students. (Öğretmen öğrencilerin önünde durur.)
- There is a tree in front of the building. (Binanın önünde bir ağaç var.)
Between
(Arasında):
Bir nesnenin veya kişinin, iki başka nesne, kişi veya yerin tam “arasında” bulunduğunu ifade eder. Bu edatı kullanabilmek için mutlaka iki referans noktasına (arasında olunan şeyler) ihtiyaç vardır.
- The park is between the school and the library. (Park okul ile kütüphanenin arasında.)
- The ball is between the boxes. (Top kutuların arasında.)
- She is sleeping between her mum and dad. (Annesiyle babasının arasında uyuyor.)
- The lamp is between the chair and the phone. (Lamba sandalye ile telefonun arasında.)
Bu edatları öğrenirken, ‘behind’ (arkasında) ve ‘in front of’ (önünde) gibi zıt anlamlı çiftleri birlikte düşünmek hatırlamayı kolaylaştırabilir. Ayrıca, bu edatlar fiziksel ilişkileri tanımladığı için, anlamlarını zihninizde canlandırmak veya basit çizimlerle görselleştirmek öğrenme sürecine büyük katkı sağlar.
Yakınlığı İfade Etme: ‘Near’ Edatı
Konum belirtirken her zaman tam olarak bitişiklik veya belirli bir yön (ön, arka, alt, üst) söz konusu olmayabilir. Bazen sadece bir şeyin başka bir şeye genel olarak yakın olduğunu ifade etmek isteriz. İşte bu durumda ‘near’ edatı devreye girer.
Near
(Yakınında):
Bir şeyin başka bir şeye veya yere “yakın” olduğunu belirtir. ‘Next to’ edatından farklı olarak, ‘near’ tam bir bitişiklik veya temas anlamı taşımaz; arada bir miktar mesafe olabileceğini ima eder.
- The store is near the park. (Dükkan parka yakın.)
- There is a cafe near the school. (Okulun yakınında bir kafe var.)
- Don’t go near the dog. (Köpeğin yakınına gitme.)
- She lives near the park. (Parkın yakınında yaşıyor.)
‘Near’ ve ‘next to’ arasındaki fark, A1 seviyesindeki öğrencilerin kavraması gereken ince ama önemli bir ayrıntıdır. Eğer iki şey birbirine değecek kadar yakınsa, tam yan yanaysa ‘next to’ kullanılır. Eğer sadece birbirlerine yakın bir bölgede bulunuyorlarsa, aralarında biraz mesafe varsa ‘near’ daha uygun bir seçenektir. Bu ayrım, konumları daha doğru ve net bir şekilde tarif etmenize olanak tanır.
Dikkat! Yeni Başlayanların Sık Yaptığı Hatalar
Yer edatları İngilizce’nin temel taşlarından olsa da, öğrenirken bazı yaygın hatalarla karşılaşmak oldukça normaldir. Bu hataların farkında olmak, onları yapmaktan kaçınmanıza ve doğru kullanımı daha hızlı öğrenmenize yardımcı olacaktır. İşte A1 seviyesindeki öğrencilerin yer edatlarıyla ilgili sık yaptığı bazı hatalar ve bunlardan kaçınma yolları:
1. In
, On
, At
Karışıklığı: Bu üç temel edat, özellikle yer belirtirken en sık karıştırılanlardır. Örneğin, bir nesne masanın üzerinde olmasına rağmen “in the table” demek veya bir kişi odanın içinde olmasına rağmen “on the room” demek yaygın hatalardandır. Benzer şekilde, otobüs durağı gibi belirli bir nokta için “in the bus stop” yerine “at the bus stop” kullanılması gerektiğini unutmak da sıkça görülür.
- İpucu: Bu edatların temel anlamlarına odaklanın: In = İçinde (sınırları olan bir alan), On = Üzerinde (bir yüzeyle temas), At = Belirli bir noktada / Yerde. Yukarıdaki özet tabloyu sık sık gözden geçirin. Kelimeleri ezberlemek yerine, her edatın hangi tür yerlerle (kapalı alan mı, yüzey mi, belirli bir nokta mı?) kullanıldığının mantığını anlamaya çalışın. Bol bol örnek cümle okuyun ve dinleyin.
2. Ana Dilden Doğrudan Çeviri: Öğrencilerin yaptığı en yaygın hatalardan biri, kendi ana dillerindeki edat kullanımını doğrudan İngilizce’ye aktarmaya çalışmalarıdır. Örneğin, Türkçede “masada” derken hem “masanın içinde” (çekmecede) hem de “masanın üzerinde” anlamı kastedilebilirken, İngilizce’de bu ayrım ‘in’ ve ‘on’ ile net bir şekilde yapılır. Her dilin dünyaya bakışı ve mekansal ilişkileri ifade etme biçimi farklıdır, bu nedenle doğrudan çeviri genellikle hatalara yol açar.
- İpucu: Edatları tek tek kelime olarak çevirmekten kaçının. Bunun yerine, İngilizce’deki kullanım kalıplarını öğrenmeye odaklanın. Edatların hangi isimlerle veya fiillerle birlikte kullanıldığına dikkat edin ve onları cümle içinde, bağlamlarıyla birlikte öğrenin.
3. Next to
ve Near
Farkını Gözden Kaçırma: Her iki edat da yakınlık bildirdiği için anlamları karıştırılabilir. Ancak ‘next to’ tam bitişiklik (hemen yanında) anlamına gelirken, ‘near’ genel bir yakınlık (yakınlarında, civarında) ifade eder. Örneğin, yan yana duran iki ev için ‘next to’ kullanılırken, aralarında birkaç dükkan olan market ve park için ‘near’ daha doğru olabilir.
- İpucu: Tarif ettiğiniz iki şey arasında fiziksel bir boşluk olup olmadığını düşünün. Eğer bitişiklerse ‘next to’, sadece yakınlarsa ‘near’ kullanın. Zihninizde canlandırmak yardımcı olacaktır: Nesneler birbirine değiyor mu, yoksa arada mesafe var mı?
4. Gereksiz Edat Kullanımı veya Yanlış Edat Seçimi: Bazen öğrenciler, özellikle konuşma sırasında, emin olamadıklarında gereksiz yere birden fazla edat kullanabilirler (örneğin, “The library is on behind the school“). Ya da tamamen yanlış bir edat seçerek cümlenin anlamını değiştirebilirler (örneğin, “Restoran caddenin üzerinde” anlamında “The restaurant is on the street” demek yerine, caddenin içinde/boyunca anlamında “The restaurant is in the street” veya “on X street” demek gibi).
- İpucu: Cümlelerinizi basit ve net tutmaya çalışın. Her durum için tek bir doğru edat olduğunu unutmayın. Hangi edatın kullanılması gerektiğinden emin değilseniz, daha basit ve bildiğiniz bir yapıyla ifade etmeyi deneyin. Şüpheye düştüğünüzde bir sözlüğe veya dilbilgisi kaynağına başvurmaktan çekinmeyin.
Bu hataların farkında olmak ve verilen ipuçlarını uygulamak, İngilizce yer edatlarını doğru ve etkili bir şekilde kullanma becerinizi geliştirecektir.
Özet ve Pratik İpuçları
Bu makalede, İngilizce’de A1 seviyesinde bilmeniz gereken temel yer edatlarını (prepositions of place) ele aldık. In (içinde), on (üstünde), at (belirli bir noktada), under (altında), next to (yanında/bitişiğinde), behind (arkasında), in front of (önünde), between (arasında) ve near (yakınında) edatlarının anlamlarını ve basit kullanımlarını örneklerle gördük. Bu edatların, nesnelerin ve kişilerin yerlerini doğru bir şekilde tarif etmek ve İngilizce iletişimde netliği sağlamak için ne kadar önemli olduğunu anladık.
Unutmayın, dil öğrenmenin en etkili yolu pratik yapmaktır. İşte yer edatlarını pekiştirmek için bazı pratik ipuçları:
- Çevrenizi Tarif Edin: Kendi odanızdaki, evinizdeki veya sınıfınızdaki eşyaların yerlerini basit İngilizce cümlelerle tarif etmeye çalışın. “My phone is on the table.” (Telefonum masanın üzerinde.) “My bag is under the chair.” (Çantam sandalyenin altında.) “The window is next to the door.” (Pencere kapının yanında.) gibi cümleler kurun.
- Resimlere Bakın: Gördüğünüz resimlerdeki veya fotoğraflardaki nesnelerin ve kişilerin konumlarını yer edatları kullanarak anlatın. Örneğin, bir park resmine bakıp “The children are in the playground. A dog is near the tree. The bench is between two trees.” gibi cümleler kurabilirsiniz.
- Basit Oyunlar Oynayın: Bir nesneyi saklayıp arkadaşınızın “Is it on the desk?”, “Is it under the bed?” gibi sorularla yerini tahmin etmesini isteyebilirsiniz. Veya basit çizimler yaparak konumları gösterebilirsiniz.
- Dinleyin ve Tekrar Edin: İngilizce şarkılarda, çizgi filmlerde veya basit diyaloglarda yer edatlarının nasıl kullanıldığına dikkat edin ve duyduğunuz cümleleri tekrar etmeye çalışın.
Başlangıçta hata yapmak öğrenme sürecinin doğal bir parçasıdır. Önemli olan pratik yapmaya devam etmek ve bu küçük ama güçlü kelimelerin mantığını kavramaktır. Sabırla ve düzenli çalışmayla, İngilizce’de yerleri kolayca tarif edebilir hale geleceksiniz!
Bu yer edatları konusu gerçekten İngilizce öğrenirken en kafa karıştırıcı şeylerden biri olabiliyor başlarda. Özellikle ‘in’, ‘on’, ‘at’ üçlüsü hangisi nerede kullanılacak diye insanı zorlayabiliyor. Yazıda bu farklar gayet basit ve anlaşılır örneklerle açıklanmış, bu çok hoşuma gitti. Özellikle A1 seviyesi için böyle adım adım anlatılması harika. Tablo da hızlıca bakmak için pratik olmuş. Hani direkt çeviri yapmamak gerektiği uyarısı da çok yerinde, hepimiz o hataya düşüyoruz sanırım. Kendi kendime eşyaların yerini tarif etme fikri de pratik yapmak için güzelmiş. Teşekkürler bu açıklayıcı yazı için, yeni başlayanlar için çok faydalı.