İngilizce öğrenirken sıklıkla karşılaşılan ve bazen kafa karıştırıcı olabilen iki önemli yapı vardır: ‘too’ ve ‘enough’. Türkçe’de genellikle ‘çok’, ‘aşırı’, ‘fazla’ veya ‘yeterli’, ‘kafi’ gibi kelimelerle karşıladığımız bu yapılar, İngilizcede belirli kurallara göre kullanılır. Bir şeyin miktarının veya derecesinin gereğinden fazla mı yoksa yeterli mi olduğunu ifade etmek için ‘too’ ve ‘enough’ yapılarına hakim olmak, akıcı ve doğru İngilizce konuşmak için kritik öneme sahiptir. Bu makalede, ‘too’ ve ‘enough’ yapılarının anlamlarını, cümle içindeki yerlerini ve farklı kullanım biçimlerini detaylı örneklerle inceleyeceğiz.
Konu Başlıkları
‘Too’ Kullanımı: Aşırılık ve Fazlalık Bildirme
‘Too’ kelimesi, bir sıfatın veya zarfın anlamını pekiştirerek ‘gereğinden fazla’, ‘aşırı’, ‘haddinden fazla’ anlamı katar. Genellikle olumsuz bir durumu veya istenmeyen bir aşırılığı ifade etmek için kullanılır. ‘Too’ her zaman kendisinden sonra gelen sıfat veya zarftan hemen önce yer alır.
1. ‘Too’ + Sıfat (Adjective)
Bir özelliğin istenenden veya olması gerekenden daha fazla olduğunu belirtir.
Cümle Yapısı: Subject + Verb + too + Adjective
* The coffee is too hot to drink. (Kahve içilemeyecek kadar çok sıcak.)
* This box is too heavy for me to lift. (Bu kutu kaldırmam için çok ağır.)
* He was driving too fast. (Çok hızlı araba kullanıyordu.)
* It’s too cold to go swimming today. (Bugün yüzmeye gitmek için hava çok soğuk.)
* The exam was too difficult for most students. (Sınav çoğu öğrenci için çok zordu.)
Bu örneklerde ‘hot’, ‘heavy’, ‘fast’, ‘cold’ ve ‘difficult’ gibi İngilizce sıfatlar ‘too’ ile birlikte kullanılarak aşırılık vurgulanmıştır.
2. ‘Too’ + Zarf (Adverb)
Bir eylemin yapılma biçiminin aşırı veya gereğinden fazla olduğunu belirtir.
Cümle Yapısı: Subject + Verb + too + Adverb
* She speaks too quickly for me to understand. (Anlayamayacağım kadar çok hızlı konuşuyor.)
* He arrived too late for the meeting. (Toplantı için çok geç geldi.)
* You are working too slowly. We need to finish this today. (Çok yavaş çalışıyorsun. Bunu bugün bitirmemiz gerekiyor.)
* Don’t sing too loudly; the baby is sleeping. (Çok yüksek sesle şarkı söyleme; bebek uyuyor.)
3. ‘Too’ + Sıfat/Zarf + ‘for someone/something’
Bir durumun veya eylemin kimin veya ne için aşırı olduğunu belirtmek için ‘for’ yapısı kullanılır.
* This soup is too salty for me. (Bu çorba benim için çok tuzlu.)
* The music is too loud for the neighbours. (Müzik komşular için çok yüksek.)
* He talks too quietly for anyone to hear him. (Kimsenin onu duyamayacağı kadar çok sessiz konuşuyor.)
4. ‘Too’ + Sıfat/Zarf + ‘to’ + Fiil (Infinitive)
Bir eylemin neden yapılamadığını, ilgili özelliğin veya durumun aşırılığına bağlayarak açıklar.
* I’m too tired to go out tonight. (Bu gece dışarı çıkamayacak kadar çok yorgunum.)
* It’s too early to wake him up. (Onu uyandırmak için çok erken.)
* She is too young to drive a car. (Araba süremeyecek kadar çok genç.)
* He ran too slowly to win the race. (Yarışı kazanamayacak kadar çok yavaş koştu.)
5. ‘Too Much’ ve ‘Too Many’
‘Too’ kelimesi, isimlerle birlikte doğrudan kullanılmaz. Bunun yerine, sayılamayan isimlerle (uncountable nouns) ‘too much’, sayılabilen isimlerle (countable nouns) ise ‘too many’ kullanılır. Her ikisi de ‘gereğinden fazla miktarda’ anlamına gelir.
* Too much + Sayılamayan İsim:
* There is too much sugar in my tea. (Çayımda çok fazla şeker var.)
* He spends too much time playing video games. (Video oyunları oynayarak çok fazla zaman harcıyor.)
* Don’t put too much salt in the soup. (Çorbaya çok fazla tuz koyma.)
* Too many + Sayılabilen Çoğul İsim:
* There are too many people in this room. (Bu odada çok fazla insan var.)
* She has too many shoes. (Onun çok fazla ayakkabısı var.)
* You made too many mistakes in your homework. (Ödevinde çok fazla hata yapmışsın.)
Sıfat ve zarfların yanı sıra, bu tekil ve çoğul isimler konusunu da anlamak ‘too much’ ve ‘too many’ ayrımını doğru yapmanıza yardımcı olur.
‘Enough’ Kullanımı: Yeterlilik Bildirme
‘Enough’ kelimesi, bir şeyin miktarının veya derecesinin ‘yeterli’, ‘kafi’, ‘gerektiği kadar’ olduğunu ifade eder. ‘Too’ kelimesinin aksine, genellikle olumlu bir anlam taşır veya bir gerekliliğin karşılandığını belirtir. ‘Enough’ kelimesinin cümle içindeki yeri, nitelediği kelimenin türüne göre değişir:
* Sıfatlar ve zarflardan sonra gelir.
* İsimlerden önce gelir.
1. Sıfat (Adjective) + ‘Enough’
Bir özelliğin belirli bir amaç için yeterli seviyede olduğunu gösterir.
Cümle Yapısı: Subject + Verb + Adjective + enough
* Is the water warm enough for you? (Su senin için yeterince sıcak mı?)
* He isn’t tall enough to reach the shelf. (Rafa ulaşmak için yeterince uzun değil.)
* This coat is not good enough for the winter. (Bu mont kış için yeterince iyi değil.)
* Are you strong enough to lift this? (Bunu kaldırabilecek kadar yeterince güçlü müsün?)
2. Zarf (Adverb) + ‘Enough’
Bir eylemin yapılma biçiminin yeterli olduğunu veya olmadığını belirtir.
Cümle Yapısı: Subject + Verb + Adverb + enough
* You’re not working quickly enough. (Yeterince hızlı çalışmıyorsun.)
* Did you study hard enough for the test? (Test için yeterince sıkı çalıştın mı?)
* She didn’t speak clearly enough for everyone to understand. (Herkesin anlayabileceği kadar yeterince net konuşmadı.)
3. ‘Enough’ + İsim (Noun)
Bir şeyden yeterli miktarda olduğunu veya olmadığını belirtir. Hem sayılabilen hem de sayılamayan isimlerle kullanılabilir.
Cümle Yapısı: Subject + Verb + enough + Noun
* Do we have enough food for everyone? (Herkes için yeterince yiyeceğimiz var mı?)
* I don’t have enough money to buy that car. (O arabayı alacak yeterince param yok.)
* There aren’t enough chairs for all the guests. (Tüm misafirler için yeterince sandalye yok.)
* She has enough experience for the job. (İş için yeterli deneyimi var.)
4. Sıfat/Zarf + ‘Enough’ + ‘for someone/something’
Bir durumun veya eylemin kimin veya ne için yeterli olduğunu belirtmek için kullanılır.
* The room is large enough for the whole family. (Oda tüm aile için yeterince geniş.)
* He didn’t run quickly enough for the team. (Takım için yeterince hızlı koşmadı.)
5. ‘Enough’ + İsim + ‘for someone/something’
Belirli bir miktarın kimin veya ne için yeterli olduğunu belirtir.
* There is enough cake for everyone. (Herkes için yeterince kek var.)
* Is there enough time for a coffee break? (Kahve molası için yeterince zaman var mı?)
6. Sıfat/Zarf + ‘Enough’ + ‘to’ + Fiil (Infinitive)
Bir eylemi yapabilmek için gerekli olan özelliğin veya durumun yeterli seviyede olduğunu ifade eder.
* She is old enough to vote. (Oy kullanabilecek kadar yeterince yaşlı.)
* He is strong enough to carry that box. (O kutuyu taşıyabilecek kadar yeterince güçlü.)
* He didn’t play well enough to win. (Kazanamayacak kadar iyi oynamadı / Kazanmak için yeterince iyi oynamadı.)
7. ‘Enough’ + İsim + ‘to’ + Fiil (Infinitive)
Bir eylemi yapabilmek için gerekli olan miktarın yeterli olduğunu ifade eder.
* We have enough food to last for a week. (Bir hafta yetecek kadar yeterince yiyeceğimiz var.)
* I don’t have enough money to buy a new phone. (Yeni bir telefon alacak yeterince param yok.)
‘Too’ ve ‘Enough’ Karşılaştırması ve Özet
‘Too’ ve ‘Enough’ arasındaki temel farklar şunlardır:
* Anlam: ‘Too’ aşırılık (genellikle olumsuz), ‘enough’ ise yeterlilik (genellikle olumlu veya nötr) ifade eder.
* Konum (Sıfat/Zarf ile): ‘Too’ sıfat/zarftan önce gelir (too hot, too slowly). ‘Enough’ sıfat/zarftan sonra gelir (hot enough, slowly enough).
* Konum (İsim ile): ‘Too’ doğrudan isimle kullanılmaz (‘too much/many’ kullanılır). ‘Enough’ isimden önce gelir (enough money, enough chairs).
Karşılaştırmalı Örnekler:
* The tea is too hot to drink. (Çay içilemeyecek kadar çok sıcak – Olumsuz aşırılık)
* The tea is not hot enough. (Çay yeterince sıcak değil – Yetersizlik)
* The tea is hot enough to drink now. (Çay şimdi içilebilecek kadar yeterince sıcak – Yeterlilik)
* He has too much work to do. (Yapacak çok fazla işi var – Aşırı yük)
* He doesn’t have enough time to finish the work. (İşi bitirmek için yeterince zamanı yok – Yetersizlik)
* He has enough time to relax. (Rahatlamak için yeterince zamanı var – Yeterlilik)
‘Too’ ve ‘enough’ yapılarını doğru kullanmak, İngilizce ifadenizi zenginleştirir ve daha net iletişim kurmanızı sağlar. Bu yapılar, sadece temel İngilizce gramer konuları arasında yer almakla kalmaz, aynı zamanda günlük konuşma dilinde ve yazılı metinlerde de sıkça karşınıza çıkar. Bol bol pratik yaparak ve örnek cümleleri inceleyerek bu yapıların kullanımına kolayca alışabilirsiniz.
Gerçekten de İngilizce öğrenirken ‘too’ ve ‘enough’ kullanımı bazen zorlayıcı olabiliyor. Nerede hangisini kullanacağımı ben de sık sık karıştırıyordum açıkçası. Bu yazı sayesinde aradaki farklar ve kullanım yerleri çok daha netleşti kafamda. Özellikle sıfat ve zarflarla kullanımındaki yer değişikliği (too + sıfat, sıfat + enough gibi) ve ‘too much/many’ ayrımı güzel açıklanmış. Örnek cümlelerin de konuyu anlamada büyük faydası oldu. Artık cümle kurarken bu detaylara daha çok dikkat edeceğim. Emeğinize sağlık, çok faydalı bir içerik olmuş.