Bu İşin Sonu Kötü İngilizcesi Ne Demek? Anlamı ve Kullanımı

Türkçede bir durumun, projenin veya girişimin olumsuz bir şekilde sonuçlanacağına dair bir öngörüyü veya endişeyi ifade etmek için sıklıkla “Bu işin sonu kötü” ifadesini kullanırız. Bu, genellikle mevcut gidişata bakarak yapılan bir çıkarımdır ve yaklaşan bir başarısızlığı, felaketi veya en azından hoş olmayan bir sonucu ima eder. Peki, bu anlamı İngilizce’de nasıl ifade edebiliriz? Tek bir ‘doğru’ cevap olmamakla birlikte, duruma, bağlama ve istediğimiz vurguya göre kullanabileceğimiz birkaç yaygın İngilizce karşılık bulunmaktadır.

Bu makalede, “Bu işin sonu kötü” ifadesinin İngilizce’deki çeşitli karşılıklarını inceleyecek, anlam nüanslarına değinecek ve hangi durumda hangi ifadenin daha uygun olacağını örneklerle açıklayacağız.

Doğrudan ve Yaygın Karşılıklar

En sık kullanılan ve anlamı en net şekilde aktaran ifadeler genellikle doğrudan çeviriye yakın olanlardır:

1. **This will end badly.**
* Bu ifade, belki de Türkçe’deki anlama en yakın ve en doğrudan karşılıktır. Gelecekteki olumsuz sonucu net bir şekilde belirtir. Hem resmi olmayan hem de yarı resmi durumlarda kullanılabilir.
* *Örnek:* “They keep arguing about every little detail. This will end badly.” (Her küçük detay hakkında tartışıp duruyorlar. Bu işin sonu kötü.)

2. **This isn’t going to end well.** / **This won’t end well.**
* “This will end badly” ifadesine çok benzer bir anlam taşır. Olumsuz bir sonucun kaçınılmaz olduğu hissini verir. Genellikle konuşma dilinde sıkça tercih edilir.
* *Örnek:* “Investing all your money in that risky startup? This isn’t going to end well.” (Tüm paranı o riskli girişime mi yatırıyorsun? Bu işin sonu iyi bitmeyecek.)

3. **It’s not going to turn out well.**
* “Turn out” fiili, bir durumun belirli bir şekilde sonuçlanması anlamına gelir. Bu ifade de olumsuz bir sonuca işaret eder ve önceki örneklere benzer bir kullanıma sahiptir.
* *Örnek:* “He didn’t prepare for the presentation at all. It’s not going to turn out well for him.” (Sunuma hiç hazırlanmadı. Bu iş onun için iyi sonuçlanmayacak.)

Deyimsel ve Daha Vurgulu İfadeler

İngilizce, durumu daha renkli ve bazen daha güçlü bir şekilde ifade etmek için zengin deyimlere sahiptir. “Bu işin sonu kötü” anlamını veren bazı deyimsel ifadeler şunlardır:

1. **The writing is on the wall.**
* Bu deyim, kaçınılmaz bir felaketin veya başarısızlığın işaretlerinin açıkça görülebildiği anlamına gelir. Kötü sonun belirtileri ortadadır ve olacaklar bellidir.
* *Örnek:* “The company has been losing money for months, and key employees are leaving. The writing is on the wall.” (Şirket aylardır para kaybediyor ve kilit çalışanlar ayrılıyor. Felaketin gelişini gösteren işaretler ortada / Bu işin sonu kötü.)

2. **This spells trouble.**
* “Spell” kelimesi burada ‘işaret etmek’, ‘habercisi olmak’ anlamındadır. Bu ifade, mevcut durumun gelecekte sorunlara yol açacağını belirtir.
* *Örnek:* “Ignoring the customer complaints? This spells trouble for the business.” (Müşteri şikayetlerini görmezden gelmek mi? Bu, işletme için sorunlara işaret ediyor / Bu işin sonu kötü.)

3. **This is heading for disaster.** / **We are heading for disaster.**
* Bu ifade, durumun hızla bir felakete doğru gittiğini vurgular. Genellikle daha ciddi ve büyük ölçekli olumsuz sonuçlar için kullanılır.
* *Örnek:* “If they continue with this reckless expansion plan, the company is heading for disaster.” (Eğer bu pervasız genişleme planına devam ederlerse, şirket felakete sürükleniyor / Bu işin sonu kötü.)

4. **It’s doomed to fail.**
* “Doomed” kelimesi, kötü bir kadere mahkum olmak anlamına gelir. Bu ifade, bir girişimin veya planın başarısız olmasının kaçınılmaz olduğunu, baştan başarısızlığa mahkum olduğunu belirtir.
* *Örnek:* “Without proper funding and a clear strategy, the project was doomed to fail from the start.” (Uygun finansman ve net bir strateji olmadan, proje en başından başarısızlığa mahkumdu.)

5. **This has disaster written all over it.**
* Bu, “The writing is on the wall” ifadesine benzer, ancak genellikle daha gayriresmi ve vurgulu bir kullanımdır. Kötü sonucun çok bariz olduğunu ifade eder.
* *Örnek:* “Trying to climb that mountain in this weather? This has disaster written all over it!” (Bu havada o dağa tırmanmaya çalışmak mı? Felaket resmen ‘geliyorum’ diyor! / Bu işin sonu çok kötü.)

6. **It’s going to crash and burn.**
* Bu, oldukça gayriresmi ve argo sayılabilecek bir ifadedir. Genellikle bir planın, projenin veya hatta bir kariyerin tamamen ve feci şekilde başarısız olacağını anlatmak için kullanılır.
* *Örnek:* “He invested everything he had without any research. His new business is going to crash and burn.” (Hiç araştırma yapmadan sahip olduğu her şeyi yatırdı. Yeni işi feci şekilde batacak.)

İngilizce’deki bu tür deyimsel ifadeleri öğrenmek, dil becerilerinizi geliştirmenin ve daha doğal konuşmanın önemli bir parçasıdır.

Kişisel Duyguyu İfade Etme

Bazen doğrudan bir kehanette bulunmak yerine, durumla ilgili kendi kişisel endişenizi veya kötü hissinizi belirtmek isteyebilirsiniz:

* **I have a bad feeling about this.**
* Bu ifade, doğrudan “Bu işin sonu kötü olacak” demek yerine, durumla ilgili içinizde olumsuz bir his olduğunu belirtir. Daha kişisel ve biraz daha dolaylı bir ifadedir.
* *Örnek:* “Everyone seems excited about the plan, but I have a bad feeling about this.” (Herkes plan konusunda heyecanlı görünüyor ama benim içimde kötü bir his var.)

Hangi İfadeyi Seçmelisiniz?

Seçiminiz büyük ölçüde şunlara bağlı olacaktır:

* **Bağlam:** Resmi bir iş toplantısı mı, yoksa arkadaşlarla yapılan rahat bir sohbet mi?
* **Vurgu:** Sadece olumsuz bir sonuç mu bekliyorsunuz, yoksa tam bir felaket mi öngörüyorsunuz?
* **Kesinlik Derecesi:** Olumsuz sonucun kesinliğinden ne kadar eminsiniz?
* **Kişisel Tarz:** Daha doğrudan mı konuşmayı tercih edersiniz, yoksa deyimsel ifadeler mi kullanırsınız?

Genel olarak, “This will end badly” ve “This isn’t going to end well” en güvenli ve en yaygın kullanılan seçeneklerdir. Deyimsel ifadeler (“The writing is on the wall”, “spells trouble” vb.) dili daha renkli hale getirir ancak doğru bağlamda kullanılmaları önemlidir. “Crash and burn” gibi ifadeler ise sadece çok gayriresmi durumlarda tercih edilmelidir.

Türkçe’den İngilizce’ye çeviri yaparken, özellikle deyimsel ifadelerde birebir çeviriden kaçınmak önemlidir. Anlamı doğru aktaran ve bağlama uygun İngilizce karşılığı bulmak, etkili iletişimin anahtarıdır. Bu tür yaygın çeviri hatalarından kaçınmak için ifadenin İngilizce’deki kullanımını ve nüanslarını iyi anlamak gerekir.

Sonuç olarak, “Bu işin sonu kötü” ifadesinin İngilizce’de pek çok karşılığı vardır. Durumun ciddiyetine, konuşmanın geçtiği ortama ve kendi ifade tercihinize göre en uygun olanı seçerek kendinizi daha doğru ve etkili bir şekilde ifade edebilirsiniz.

“Bu İşin Sonu Kötü İngilizcesi Ne Demek? Anlamı ve Kullanımı” için 1 yorum

  1. Gerçekten çok faydalı bir yazı olmuş. Türkçede sık sık kullandığımız ‘Bu işin sonu kötü’ gibi ifadeleri İngilizce’ye çevirmek bazen ne kadar zor olabiliyor, bunu iyi biliyorum. Tek bir doğru olmadığını, duruma göre farklı kalıplar kullanılabileceğini bu kadar net görmek güzel. Özellikle ‘The writing is on the wall’ veya ‘spells trouble’ gibi deyimsel karşılıkları öğrenmek çok işime yaradı; sadece direkt çevirilerle kalmıyoruz. ‘This will end badly’ gibi basit olanlar da kurtarıcı tabii. Hangi durumda hangisini kullanmak gerektiği konusundaki açıklamalar da çok yerinde olmuş, çünkü bağlam gerçekten önemli. Bu tarz nüansları bilmek İngilizce konuşurken veya yazarken kendimizi daha doğru ve doğal ifade etmemizi sağlıyor kesinlikle. Emeğinize sağlık, çok aydınlatıcı bir derleme olmuş.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top