İngilizce Bad Kelimesi: Anlamı, Kullanımı ve Örnekler

İngilizce öğrenirken karşımıza sıkça çıkan kelimelerden biri de şüphesiz ‘bad’ kelimesidir. Tek başına genellikle “kötü” anlamına gelse de, ‘bad’ kelimesi İngilizce’de oldukça geniş bir anlam yelpazesine ve kullanım alanına sahiptir. Bu yazımızda, ‘bad’ kelimesinin farklı bağlamlardaki anlamlarını, cümle içindeki rollerini ve sıkça kullanılan ifadelerdeki yerini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

‘Bad’ Kelimesinin Temel Anlamı: Sıfat Olarak Kullanımı

‘Bad’ kelimesinin en yaygın kullanımı sıfat (adjective) olarak karşımıza çıkar. Türkçedeki “kötü” kelimesinin birçok karşılığını bu kullanımda bulabiliriz. Ancak ‘bad’ kelimesinin sıfat olarak taşıdığı anlamlar, kullanıldığı bağlama göre değişiklik gösterebilir.

1. Kalitesizlik / Düşük Standart: Bir şeyin kalitesinin düşük, yetersiz veya standartların altında olduğunu belirtmek için kullanılır.

  • This is a bad translation. (Bu kötü bir çeviri.)
  • He is a bad driver. (O kötü bir sürücü.)
  • We had bad weather during our holiday. (Tatilimiz boyunca hava kötüydü.)
  • The food at that restaurant was really bad. (O restorandaki yemek gerçekten kötüydü.)

2. Ahlaki Olarak Yanlış / Kötü Niyetli: Bir kişinin veya davranışın ahlaki açıdan yanlış, kabul edilemez veya kötü niyetli olduğunu ifade eder.

  • Stealing is a bad thing to do. (Hırsızlık yapmak kötü bir şeydir.)
  • He made some bad choices in his life. (Hayatında bazı kötü seçimler yaptı.)
  • That was a bad man. (O kötü bir adamdı.)

3. Hoş Olmayan / Nahoş: Bir durumun, kokunun veya haberin rahatsız edici, tatsız veya hoş olmadığını belirtir.

  • There’s a bad smell in the kitchen. (Mutfakta kötü bir koku var.)
  • I have some bad news for you. (Sana kötü bir haberim var.)
  • She had a bad dream last night. (Dün gece kötü bir rüya gördü.)

4. Zararlı / Sağlığa Aykırı: Bir şeyin sağlık veya genel durum için zararlı olduğunu ifade etmek için kullanılır.

  • Smoking is bad for your health. (Sigara içmek sağlığınız için zararlıdır.)
  • Too much sugar is bad for your teeth. (Çok fazla şeker dişlerin için kötüdür.)

5. Şiddetli / Ciddi: Bir hastalığın, ağrının, kazanın veya durumun ciddiyetini veya şiddetini vurgulamak için kullanılır.

  • I have a bad headache. (Şiddetli bir baş ağrım var.)
  • There was a bad accident on the motorway. (Otoyolda ciddi bir kaza oldu.)
  • She suffers from bad asthma. (Şiddetli astımdan muzdarip.)

6. Çürük / Bozuk: Özellikle yiyecekler için kullanıldığında, bozulmuş veya çürümüş anlamına gelir.

  • This apple is bad, don’t eat it. (Bu elma çürük, yeme.)
  • The milk has gone bad. (Süt bozulmuş.)

7. Hatalı / Yanlış: Bir şeyin düzgün çalışmadığını, hatalı veya yanlış olduğunu belirtir.

  • We have a bad connection. (Kötü bir bağlantımız var / Bağlantı zayıf.)
  • His spelling is really bad. (Onun hecelemesi gerçekten kötü.)

8. Hasta / Keyifsiz: Özellikle “feel bad” şeklinde kullanıldığında, kişinin kendini hasta veya keyifsiz hissettiğini ifade eder. Ayrıca pişmanlık veya üzüntü anlamında da kullanılır (bu konuya deyimler kısmında değineceğiz).

  • I woke up feeling bad this morning. (Bu sabah kendimi kötü hissederek uyandım.)

‘Bad’ kelimesi gibi kelimeler İngilizce sıfatlar kategorisine girer ve isimleri nitelerler. Sıfatların kullanımı İngilizce’de oldukça önemlidir.

‘Bad’ Kelimesinin Karşılaştırma (Comparative) ve Üstünlük (Superlative) Halleri

İngilizce’deki birçok sıfat gibi ‘bad’ kelimesinin de karşılaştırma (daha kötü) ve üstünlük (en kötü) halleri vardır. Ancak ‘bad’ düzensiz bir sıfattır, yani sonuna -er veya -est ekleri almaz.

  • Bad (Kötü)
  • Worse (Daha kötü) – Comparative Hali
    • The weather today is worse than yesterday. (Bugün hava dünkünden daha kötü.)
    • His condition got worse overnight. (Durumu gece boyunca daha kötüye gitti.)
  • Worst (En kötü) – Superlative Hali
    • This is the worst movie I have ever seen. (Bu şimdiye kadar izlediğim en kötü film.)
    • What’s the worst thing that could happen? (Olabilecek en kötü şey ne?)

Bu düzensiz yapılar, sıfatların karşılaştırma ve üstünlük dereceleri konusunun önemli bir parçasıdır.

‘Bad’ Kelimesinin Zarf (Adverb) Olarak Kullanımı (Informal)

Standart İngilizce’de “kötü bir şekilde” anlamında zarf olarak ‘badly’ kullanılır (Örn: He plays the piano badly – Kötü piyano çalar). Ancak, özellikle Amerikan İngilizcesi’nde ve konuşma dilinde, ‘bad’ kelimesi bazen ‘badly’ (kötü bir şekilde) veya ‘very much’ (çok fazla) anlamında zarf olarak kullanılabilir. Bu kullanım genellikle gayriresmi (informal) kabul edilir.

  • He wants the money bad. (Parayı çok istiyor.) – (Standart: He wants the money badly.)
  • My tooth hurts bad. (Dişim kötü ağrıyor / çok ağrıyor.) – (Standart: My tooth hurts badly.)

Bu kullanımın dilbilgisi açısından tartışmalı olduğunu ve resmi yazılarda ‘badly’ tercih edilmesi gerektiğini unutmamak önemlidir.

‘Bad’ Kelimesinin İsim (Noun) Olarak Kullanımı

‘Bad’ kelimesi nadiren de olsa isim olarak kullanılabilir. Genellikle “kötü olan şey(ler)” veya “kötü durum” anlamına gelir.

  • You have to take the good with the bad. (İyiyi kötüyle birlikte kabul etmelisin.)
  • My bad! (Benim hatam! / Kusura bakma!) – Bu ifade oldukça yaygın ve gayriresmi bir kullanımdır, kişinin kendi hatasını kabul ettiğini gösterir.

‘Bad’ İçeren Yaygın İfadeler ve Deyimler

‘Bad’ kelimesi birçok kalıplaşmış ifade ve deyimde yer alır:

  • Not bad: Fena değil, idare eder. (How was the meal? – Not bad.)
  • Too bad: Yazık oldu, ne kötü. (He can’t come to the party. – Oh, that’s too bad.)
  • Bad luck: Kötü şans, şanssızlık. (I missed the bus. – Bad luck!)
  • Feel bad (for someone): (Biri için) üzülmek, kendini kötü hissetmek (pişmanlık veya sempati). (I feel bad about forgetting her birthday. / I feel bad for him, he lost his job.)
  • Go from bad to worse: Kötüden daha kötüye gitmek, durumu kötüleşmek. (The situation went from bad to worse.)
  • In a bad mood: Keyifsiz olmak, modu düşük olmak. (Don’t talk to him, he is in a bad mood.)
  • Bad blood: Husumet, düşmanlık. (There is bad blood between the two families.)
  • A bad apple: Grup içindeki kötü kişi, çürük elma. (One bad apple can spoil the bunch.)

‘Bad’ Kelimesinin Eş Anlamlıları (Synonyms) ve Zıt Anlamlıları (Antonyms)

İngilizce’de ifadenizi zenginleştirmek için ‘bad’ yerine kullanabileceğiniz birçok eş anlamlı kelime bulunur:

  • Eş Anlamlılar: Poor, terrible, awful, dreadful, horrible, unpleasant, disagreeable, nasty, wicked, evil, immoral, incorrect, faulty, harmful, detrimental, severe, serious, ill, unwell, rotten, spoiled.

‘Bad’ kelimesinin zıt anlamlıları ise genellikle olumlu nitelikleri ifade eder:

  • Zıt Anlamlılar: Good, excellent, great, fine, wonderful, pleasant, agreeable, nice, moral, correct, right, beneficial, harmless, mild, minor, well, healthy, fresh.

İngilizce’de olumlu anlamlar için harika anlamına gelen kelimeler de ‘bad’ kelimesinin zıt anlamlıları olarak düşünülebilir.

Sonuç

Görüldüğü gibi, İngilizce’deki ‘bad’ kelimesi basit bir “kötü” çevirisinden çok daha fazlasını ifade eder. Kalitesizlikten ahlaki yanlışlığa, hastalıktan ciddiyete kadar birçok farklı bağlamda kullanılabilir. Sıfat, zarf (gayriresmi) ve isim olarak cümle içinde yer alabilir, ayrıca birçok deyim ve kalıplaşmış ifadenin temelini oluşturur. ‘Bad’ kelimesinin bu farklı anlamlarını ve kullanımlarını öğrenmek, İngilizce anlama ve ifade yeteneğinizi önemli ölçüde geliştirecektir. Bol bol örnek cümle inceleyerek ve pratik yaparak ‘bad’ kelimesini doğru ve etkili bir şekilde kullanabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top