Konu Başlıkları
İngilizce Push Ne Demek? Anlamı ve Kullanımı
İngilizce öğrenirken karşımıza çıkan kelimeler bazen birden fazla anlama gelebilir ve kullanıldığı yere göre farklılık gösterebilir. Bu kelimelerden biri de “push” fiilidir. Günlük konuşmalardan iş hayatına, teknolojiden deyimlere kadar pek çok farklı alanda kullanılan “push”, İngilizcenin temel ve çok yönlü kelimelerinden biridir. Peki, İngilizce push ne demek ve hangi anlamlarda kullanılır? Gelin, bu kelimeyi daha yakından inceleyelim.
Push Kelimesinin Temel Anlamı: İtmek
“Push” kelimesinin akla ilk gelen ve en temel anlamı “itmek”tir. Bir nesneye veya kişiye, onu kendimizden uzağa hareket ettirmek amacıyla fiziksel güç uygulamak anlamına gelir. Bu anlamıyla “pull” (çekmek) kelimesinin zıttıdır.
Örnek Cümleler:
- Please push the door open. (Lütfen kapıyı itin.)
- He pushed the heavy box across the floor. (Ağır kutuyu zemin boyunca itti.)
- Can you push my swing? (Salıncağımı itebilir misin?)
- Don’t push me! (Beni itme!)
Gördüğünüz gibi, bu temel anlam oldukça basittir ve genellikle fiziksel bir eylemi ifade eder. Kapıları, düğmeleri, mobilyaları veya insanları itmek bu anlama örnektir. Bazen düğmeye basmak anlamında da “push the button” şeklinde kullanılır.
Push Kelimesinin Mecazi Anlamları
“Push” kelimesi sadece fiziksel itme eylemiyle sınırlı değildir. Zamanla pek çok farklı mecazi anlam kazanmıştır. İşte en yaygın mecazi kullanımları:
1. Teşvik Etmek, Zorlamak, Cesaretlendirmek
Birini bir şeyi yapması için teşvik etmek, zorlamak veya cesaretlendirmek anlamında kullanılabilir. Bu kullanımda, kişiyi belirli bir hedefe veya eyleme doğru yönlendirme söz konusudur.
Örnek Cümleler:
- My parents always pushed me to do my best at school. (Ailem okulda her zaman en iyisini yapmam için beni teşvik etti.)
- The coach pushed the athletes to train harder. (Antrenör, sporcuları daha sıkı antrenman yapmaları için zorladı/teşvik etti.)
- She needs someone to push her to finish the project. (Projeyi bitirmesi için onu itecek/teşvik edecek birine ihtiyacı var.)
2. Baskı Yapmak, Israr Etmek
Bir konuda birine baskı yapmak veya bir şeyin olması için ısrar etmek anlamında da kullanılır. Genellikle bir sonuç elde etmek veya birini bir fikre ikna etmek amacıyla yapılır.
Örnek Cümleler:
- They are pushing for a decision by the end of the week. (Hafta sonuna kadar bir karar verilmesi için baskı yapıyorlar.)
- Don’t push him too hard; he needs time to think. (Onu çok fazla zorlama; düşünmek için zamana ihtiyacı var.)
- The lawyer pushed for more evidence. (Avukat daha fazla kanıt için ısrar etti.)
3. Tanıtımını Yapmak, Öne Çıkarmak (Reklam vb.)
Bir ürünün, fikrin veya hizmetin tanıtımını yapmak, daha fazla satılması veya kabul görmesi için çabalamak anlamında kullanılır. Pazarlama ve reklamcılık dilinde sıkça rastlanır.
Örnek Cümleler:
- The company is heavily pushing its new smartphone. (Şirket yeni akıllı telefonunu yoğun bir şekilde tanıtıyor/öne çıkarıyor.)
- They used social media to push their campaign. (Kampanyalarını öne çıkarmak için sosyal medyayı kullandılar.)
4. (Teknoloji) Bildirim Göndermek
Teknoloji dünyasında “push notification” terimi oldukça yaygındır. Bu, bir uygulamanın veya web sitesinin kullanıcıya aktif olarak bilgi veya bildirim göndermesi anlamına gelir. Kullanıcının bilgiyi talep etmesini beklemeden, sunucu tarafından “itilir”.
Örnek Cümleler:
- I turned off push notifications for that app because they were annoying. (O uygulamanın bildirimlerini rahatsız edici oldukları için kapattım.)
- The system will push updates automatically. (Sistem güncellemeleri otomatik olarak gönderecektir.)
Push ile Kullanılan Phrasal Verbs (Deyimsel Fiiller)
“Push” kelimesi, yanına farklı edatlar (prepositions) alarak yeni anlamlar taşıyan deyimsel fiiller (phrasal verbs) oluşturur. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Push aside: Kenara itmek, göz ardı etmek, önemsememek. (Örn: He pushed aside his doubts and continued. – Şüphelerini kenara itti ve devam etti.)
- Push back: Geri itmek, (bir tarihi/planı) ertelemek. (Örn: The meeting was pushed back to Friday. – Toplantı Cuma’ya ertelendi.)
- Push forward/ahead: İlerlemek, devam etmek, bir planı uygulamaya koymak. (Örn: Despite the difficulties, they decided to push forward with the project. – Zorluklara rağmen projeyle ilerlemeye karar verdiler.)
- Push off: (Genellikle argo) Gitmek, ayrılmak; (bir tekneyi) iterek hareket ettirmek. (Örn: It’s getting late, I think I’ll push off now. – Geç oluyor, sanırım artık gideceğim.)
- Push on: Devam etmek, (zorluklara rağmen) sürdürmek. (Örn: We need to push on if we want to reach the summit by noon. – Öğlene kadar zirveye ulaşmak istiyorsak devam etmeliyiz.)
- Push through: Zorla kabul ettirmek, (zor bir durumu) başarmak, sonuna kadar gitmek. (Örn: They managed to push the bill through parliament. – Yasa tasarısını parlamentodan geçirmeyi başardılar.)
- Push over: İterek devirmek. (Örn: Be careful not to push over the vase. – Vazoyu devirmemeye dikkat et.)
Push Kelimesinin Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler
“Push” kelimesinin anlamı büyük ölçüde cümlenin bağlamına bağlıdır. Fiziksel bir itmeyi mi, yoksa mecazi bir zorlamayı mı ifade ettiğini anlamak için cümlenin tamamına bakmak önemlidir. Örneğin, “push the button” genellikle fiziksel bir eylemdir, ancak “push someone’s buttons” birini kasıtlı olarak sinirlendirmek anlamına gelen bir deyimdir.
Ayrıca, kullanılan miktar belirten kelimeler (örneğin, “push hard” – sıkı itmek/zorlamak) veya emir cümleleri içindeki kullanımı da anlama katkıda bulunabilir.
Sonuç
Görüldüğü gibi, “push” kelimesi İngilizcede oldukça işlevsel ve çok anlamlı bir fiildir. Temel anlamı “itmek” olsa da, teşvik etmek, baskı yapmak, tanıtım yapmak ve teknolojik bildirimler gibi pek çok farklı bağlamda karşımıza çıkar. Phrasal verb formları da kelimeye zenginlik katmaktadır. “Push” kelimesinin farklı kullanımlarını öğrenmek, İngilizce anlama ve konuşma becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır. Unutmayın, kelimenin doğru anlamını kavramanın anahtarı her zaman içinde kullanıldığı bağlamdır.
Push Kelimesi Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Soru: İngilizce “push” kelimesinin en temel Türkçe karşılığı nedir?
Cevap: “Push” kelimesinin en temel Türkçe karşılığı “itmek”tir.
Soru: “Push” kelimesinin zıttı nedir?
Cevap: “Push” (itmek) kelimesinin zıttı genellikle “pull” (çekmek) kelimesidir.
Soru: “Push” kelimesi sadece fiziksel bir eylemi mi ifade eder?
Cevap: Hayır, “push” kelimesi fiziksel “itmek” anlamının yanı sıra teşvik etmek, zorlamak, baskı yapmak, tanıtımını yapmak gibi birçok mecazi anlamda da kullanılır.
Soru: “Push notification” ne anlama gelir?
Cevap: Teknoloji dilinde “push notification”, bir uygulamanın veya servisin kullanıcıya otomatik olarak gönderdiği bildirim veya mesaj anlamına gelir.
Soru: Birini bir şey yapmaya teşvik etmek için “push” kullanılır mı?
Cevap: Evet, “push someone to do something” ifadesi, birini bir şeyi yapması için teşvik etmek, cesaretlendirmek veya hafifçe zorlamak anlamında kullanılır.
Soru: “Push back” ne demektir?
Cevap: “Push back” bir phrasal verb’dür ve genellikle bir planı, toplantıyı veya tarihi “ertelemek” anlamına gelir. Fiziksel olarak geri itmek anlamı da vardır.
Soru: Reklamcılıkta “push” ne anlama gelir?
Cevap: Reklamcılık ve pazarlamada “push”, bir ürünün veya hizmetin aktif olarak tanıtımını yapmak, öne çıkarmak ve satışını artırmaya çalışmak anlamına gelir.
Soru: “Push through” ne anlama gelir?
Cevap: “Push through”, genellikle zorluklara rağmen bir şeyi başarmak, sonuna kadar götürmek veya bir yasa/öneri gibi bir şeyi zorla kabul ettirmek anlamlarına gelir.
Soru: “Push” fiili her zaman olumsuz bir anlam mı taşır?
Cevap: Hayır. Örneğin, birini en iyisini yapması için teşvik etmek (“push someone to do their best”) olumlu bir anlam taşırken, birine istemediği bir şeyi yapması için baskı yapmak (“push someone too hard”) olumsuz olabilir. Anlam bağlama göre değişir.
Soru: Kapıda “Push” yazıyorsa ne yapmalıyım?
Cevap: Kapıda “Push” yazıyorsa, kapıyı açmak için itmeniz gerektiğini belirtir.