Konu Başlıkları
İngilizce Come Ne Demek? Anlamı, Kullanımı ve Örnek Cümleler
İngilizce öğrenme yolculuğunda karşınıza en sık çıkacak fiillerden biri şüphesiz “come” fiilidir. Tek başına “gelmek” anlamına gelse de, “come” fiili İngilizce’de bundan çok daha fazlasını ifade eder. Farklı edatlar ve zarflarla birleşerek çeşitli anlamlara bürünen bu fiil, aynı zamanda birçok deyimde de kendine yer bulur. Bu yazıda, “come” fiilinin temel anlamından başlayarak, farklı kullanımlarını, phrasal verb (deyimsel fiil) hallerini ve içinde geçtiği yaygın ifadeleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
“Come” Fiilinin Temel Anlamı: Gelmek
“Come” fiilinin en bilinen ve temel Türkçe karşılığı “gelmek”tir. Bu anlamıyla, bir kişinin veya nesnenin konuşmacıya veya belirtilen bir yere doğru hareket ettiğini ifade eder.
- Please come here. (Lütfen buraya gel.)
- My parents are coming to visit us next week. (Ailem haftaya bizi ziyarete geliyor.)
- Can you come to my office for a minute? (Bir dakikalığına ofisime gelebilir misin?)
- He came home late last night. (Dün gece eve geç geldi.)
“Come” Fiilinin Diğer Anlamları ve Kullanım Alanları
“Come” fiili sadece “gelmek” anlamına gelmez. Cümledeki bağlama göre farklı anlamlar kazanabilir:
- Varmak, Ulaşmak: Belirli bir yere veya zamana ulaşmayı ifade eder.
- What time does the bus come? (Otobüs saat kaçta gelir/varır?)
- Winter will come soon. (Kış yakında gelecek/varacak.)
- Meydana Gelmek, Olmak: Bir olayın gerçekleşmesi veya bir durumun ortaya çıkması.
- How did this scratch come here? (Bu çizik buraya nasıl geldi/oluştu?)
- My dream finally came true. (Rüyam sonunda gerçek oldu.)
- Katılmak: Bir etkinliğe veya gruba dahil olmak.
- Are you coming to the party tonight? (Bu gece partiye geliyor musun?/katılıyor musun?)
- She didn’t want to come with us. (Bizimle gelmek/katılmak istemedi.)
- Belirli Bir Duruma Gelmek/Ulaşmak: Bir şeyin belirli bir hale veya sonuca ulaşması.
- The knot came undone. (Düğüm çözüldü.)
- Everything will come right in the end. (Sonunda her şey yoluna girecek.)
- His explanation comes down to this: he was just lazy. (Onun açıklaması şu sonuca varıyor: sadece tembeldi.)
- Bir Fikir veya Bilginin Akla Gelmesi:
- The answer suddenly came to me. (Cevap aniden aklıma geldi.)
“Come” ile Kullanılan Phrasal Verbs (Deyimsel Fiiller)
“Come” fiili, farklı İngilizce edatlar (prepositions) veya zarflarla birleşerek anlamı tamamen değişen phrasal verb’ler oluşturur. Bunlar günlük İngilizce’de oldukça yaygındır. İşte en sık kullanılanlardan bazıları:
- Come across: Rastlamak, tesadüfen bulmak, karşılaşmak.
- I came across an interesting article about space exploration. (Uzay araştırmaları hakkında ilginç bir makaleye rastladım.)
- Come back: Geri dönmek.
- He promised he would come back. (Geri döneceğine söz verdi.)
- Come in / Come into: İçeri girmek.
- Please come in and have a seat. (Lütfen içeri girin ve oturun.)
- Come out: Dışarı çıkmak, görünmek, ortaya çıkmak; (ürün, kitap vb.) piyasaya çıkmak, yayınlanmak; (leke) çıkmak.
- The stars come out at night. (Yıldızlar gece ortaya çıkar.)
- Her new album comes out next month. (Yeni albümü gelecek ay çıkıyor.)
- Will this stain come out? (Bu leke çıkar mı?)
- Come up with: Bir fikir, plan veya çözüm bulmak, ortaya atmak.
- We need to come up with a better plan. (Daha iyi bir plan bulmamız gerekiyor.)
- Come along: Birlikte gelmek; ilerleme kaydetmek, gelişmek.
- If you’re going to the park, can I come along? (Parka gidiyorsan ben de gelebilir miyim?)
- How is your English coming along? (İngilizcen nasıl gidiyor/ilerliyor?)
- Come over: (Genellikle kısa süreliğine) ziyaret etmek, uğramak.
- Why don’t you come over for coffee tomorrow? (Neden yarın kahveye uğramıyorsun?)
- Come down with: (Hafif bir) hastalığa yakalanmak.
- I think I’m coming down with the flu. (Sanırım gribe yakalanıyorum.)
- Come from: Bir yerden gelmek, kökenli olmak.
- She comes from a small town in Italy. (İtalya’da küçük bir kasabadan geliyor.)
- Come around / Come round: Ayılmak, kendine gelmek; fikrini değiştirmek, ikna olmak; uğramak.
- He finally came around to our way of thinking. (Sonunda bizim düşünce tarzımıza ikna oldu.)
- She fainted, but she came round quickly. (Bayıldı ama çabucak kendine geldi.)
“Come” Fiilinin Geçtiği Yaygın Deyimler ve İfadeler
“Come” fiili, İngilizce’deki pek çok deyim ve kalıplaşmış ifadenin önemli bir parçasıdır. Bu İngilizce deyimler, dile akıcılık katar ve anadili İngilizce olan kişiler tarafından sıkça kullanılır.
- Come true: Gerçekleşmek, gerçek olmak. (Dreams come true.)
- Come clean: İtiraf etmek, doğruyu söylemek. (He finally came clean about breaking the vase.)
- How come?: Nasıl olur da?, Neden? (How come you are so late?)
- When it comes to…: …söz konusu olduğunda, …meselesine gelince. (When it comes to cooking, she is the best.)
- Come to think of it: Düşünüyorum da…, Aklıma gelmişken… (Come to think of it, I haven’t seen him today.)
- Come what may: Ne olursa olsun. (We will finish this project, come what may.)
- First come, first served: İlk gelen alır, hizmet ilk gelene yapılır. (Tickets are limited – it’s first come, first served.)
- Come to light: Gün yüzüne çıkmak, ortaya çıkmak. (New evidence has come to light.)
- Come to terms with: ( неприятная ситуация) Kabullenmek. (He is still coming to terms with his father’s death.)
Dilbilgisi Notları: Come Fiilinin Çekimleri
“Come” düzensiz bir fiildir (irregular verb). Çekimleri şu şekildedir:
- Yalın Hali (Base Form / V1): Come
- Geçmiş Zaman Hali (Simple Past / V2): Came
- Geçmiş Zaman Ortacı (Past Participle / V3): Come
Örnek Zaman Çekimleri:
- Simple Present: She comes here every day.
- Simple Past: They came to the party last night.
- Present Perfect: I have come to help you. (Bu zamanın kullanımıyla ilgili daha fazla bilgi için Present Perfect Tense kullanımı yazımıza göz atabilirsiniz.)
- Past Perfect: He had come before we arrived.
- Future Simple: We will come later.
Sonuç
Görüldüğü gibi, İngilizce “come” fiili sadece “gelmek” demekten çok daha öte anlamlara sahip, son derece işlevsel ve çok yönlü bir fiildir. Temel anlamının yanı sıra, çeşitli phrasal verb yapıları ve deyimler içindeki kullanımları, İngilizce iletişimde büyük önem taşır. “Come” fiilinin bu farklı yüzlerini öğrenmek ve pratik yapmak, İngilizce anlama ve konuşma becerilerinizi geliştirmenize önemli katkı sağlayacaktır. Bol bol örnek cümle inceleyerek ve kendi cümlelerinizi kurarak bu fiili ve türevlerini kalıcı hale getirebilirsiniz.
Gerçekten çok faydalı bir yazı olmuş. İngilizce öğrenirken ‘come’ fiili beni de çok zorluyordu açıkçası. Sadece ‘gelmek’ demek olmadığını biliyordum ama bu kadar çok farklı anlamı ve phrasal verb’ü olduğunu görmek şaşırttı biraz. Özellikle ‘come up with’ ve ‘come across’ gibi deyimsel fiiller günlük hayatta çok kullanılıyor ve anlamlarını karıştırabiliyordum. Bu yazıda hepsi güzelce toplanmış, örnek cümlelerle de pekiştirilmiş. Artık daha rahat kullanabilirim gibi hissediyorum. Özellikle ‘When it comes to…’ kalıbı da sıkça karşıma çıkıyordu, onun da anlamını netleştirmek iyi oldu. Teşekkürler bu detaylı anlatım için.