Türkçede günlük hayatta veya stresli anlarda sıkça başvurduğumuz “üstüme gelme” ifadesi, birinin bizi bunalttığını, baskı altına aldığını veya sürekli eleştirdiğini belirtmek için kullanılır. Bu durum, iş yerinde yöneticimizin bitmeyen talepleri, aile içinde beklentiler veya arkadaş çevresinde sürekli eleştiriler şeklinde karşımıza çıkabilir. Peki, bu yoğun duyguyu ve rahatsızlığı İngilizce’de nasıl ifade edebiliriz? Tek bir karşılığı olmamakla birlikte, İngilizcede “üstüme gelme” anlamına gelebilecek, duruma ve bağlama göre değişen pek çok ifade bulunmaktadır. Bu makalede, bu ifadeleri detaylı bir şekilde inceleyecek ve hangi durumda hangisini kullanmanın daha doğru olacağını örneklerle açıklayacağız.
Konu Başlıkları
“Üstüme Gelme” Ne Demek? Temel Anlamı
“Üstüme gelme” ifadesi, temel olarak bir kişinin sözleri, talepleri veya davranışları nedeniyle baskı altında hissetme, rahatsız olma veya bunalma durumunu anlatır. Konuşan kişi, karşısındakinin bu davranışına bir son vermesini, onu rahat bırakmasını istemektedir. Bu, basit bir ricanın ötesinde, genellikle biriken bir rahatsızlığın veya stresin dışavurumudur.
İngilizce’de “Üstüme Gelme” Karşılıkları ve Kullanım Alanları
İngilizce’de bu ifadeyi karşılamak için kullanılabilecek çeşitli kalıplar mevcuttur. Bunlar, ifadenin tonuna, resmiyet düzeyine ve vurgulanmak istenen anlama göre farklılık gösterir:
1. Don’t pressure me / Stop pressuring me
Bu ifadeler, özellikle bir karar verme, bir işi bitirme veya belirli bir şekilde davranma konusunda doğrudan baskı hissettiğinizde kullanılır. Daha net ve doğrudan bir ifadedir.
* Örnek: “I need more time to think about this offer. Don’t pressure me into making a decision right now.” (Bu teklif hakkında düşünmek için daha fazla zamana ihtiyacım var. Beni hemen şimdi bir karar vermem için zorlama/üstüme gelme.)
* Örnek: “My boss keeps pressuring me to finish the report by tomorrow, but it’s impossible.” (Patronum raporu yarına bitirmem için sürekli baskı yapıyor/üstüme geliyor, ama bu imkansız.)
2. Get off my back
Bu, oldukça yaygın ve genellikle daha argo (informal) bir ifadedir. Birinin sizi sürekli eleştirmesinden, rahatsız etmesinden veya ne yapmanız gerektiğini söylemesinden bıktığınızda kullanılır. Eleştirinin veya müdahalenin sürekli olması durumunda tercih edilir.
* Örnek: “I know I made a mistake, but please, get off my back! I’m trying to fix it.” (Bir hata yaptığımı biliyorum ama lütfen üstüme gelme/beni rahat bırak! Düzeltmeye çalışıyorum.)
* Örnek: “Just get off my back about my grades, Mom. I’m doing my best.” (Notlarım konusunda üstüme gelmeyi bırak artık anne. Elimden gelenin en iyisini yapıyorum.)
Bu tür deyimsel ifadeler, İngilizce’nin zenginliğini gösterir. Daha fazla İngilizce deyimler öğrenmek, dilin doğal akışını yakalamanıza yardımcı olabilir.
3. Stop nagging me
“Nagging”, birinin sürekli olarak, genellikle rahatsız edici bir şekilde şikayet etmesi veya bir şeyi yapması için ısrar etmesi anlamına gelir. “Stop nagging me” ifadesi, özellikle sürekli dırdır eden veya aynı şeyi tekrar tekrar söyleyerek rahatsız eden kişilere karşı kullanılır.
* Örnek: “Could you please stop nagging me about cleaning my room? I’ll do it later.” (Odamı temizlemem konusunda dırdır etmeyi/üstüme gelmeyi bırakır mısın lütfen? Sonra yapacağım.)
* Örnek: “He keeps nagging me to lend him money.” (Benden borç para istemek için sürekli başımın etini yiyor/üstüme geliyor.)
4. Leave me alone
Bu ifade, belki de en doğrudan ve genel olanıdır. Kelimenin tam anlamıyla “Beni yalnız bırak” demektir ve genellikle rahatsız edilmek istemediğinizde veya yalnız kalmaya ihtiyaç duyduğunuzda kullanılır. Kullanıldığı tona bağlı olarak kaba veya çaresiz bir anlam taşıyabilir.
* Örnek: “I’ve had a long day. Please just leave me alone for a while.” (Çok yorucu bir gün geçirdim. Lütfen bir süre beni rahat bırak/üstüme gelme.)
* Örnek: (Tartışma sırasında) “Just leave me alone! I don’t want to talk about this anymore.” (Sadece beni rahat bırak! Artık bu konuyu konuşmak istemiyorum.)
5. Give me some space / Give me some room
Bu ifadeler, “Leave me alone” ifadesine göre daha kibar bir alternatif olabilir. Hem fiziksel mesafe (örneğin kalabalık bir yerde) hem de duygusal veya zihinsel alan (örneğin baskı altında hissettiğinizde) istemek için kullanılır. Kişinin size düşünmek, sakinleşmek veya sadece yalnız kalmak için zaman ve alan tanımasını istediğinizi belirtir.
* Örnek: “I’m feeling overwhelmed right now. Can you just give me some space?” (Şu anda bunalmış hissediyorum. Bana biraz alan tanır mısın/biraz rahat bırakır mısın?)
* Örnek: “We need to discuss this, but please give me some room to process it first.” (Bunu konuşmamız gerekiyor ama lütfen önce sindirmem için bana biraz zaman/alan ver.)
6. Back off
Bu, oldukça güçlü ve genellikle argo bir ifadedir. Birine fiziksel veya mecazi olarak geri çekilmesini, müdahale etmeyi bırakmasını veya baskı yapmayı durdurmasını söylemek için kullanılır. Genellikle sinirli veya savunmacı bir tonda söylenir ve karşı tarafı uyarıcı niteliktedir.
* Örnek: “Hey, back off! You’re standing too close.” (Hey, geri çekil! Çok yakın duruyorsun.)
* Örnek: “I told you I don’t want to talk about it. Just back off!” (Sana bunun hakkında konuşmak istemediğimi söyledim. Sadece uzak dur/üstüme gelme!)
7. Stop picking on me
Bu ifade, özellikle bir kişinin haksız yere sürekli olarak sizi hedef aldığını, eleştirdiğini veya sizinle uğraştığını düşündüğünüzde kullanılır. Genellikle çocuklar arasında yaygın olsa da, yetişkinler de benzer durumlarda kullanabilir.
* Örnek: “Why are you always criticizing my work? Stop picking on me!” (Neden sürekli işimi eleştiriyorsun? Benimle uğraşmayı bırak/üstüme gelme!)
* Örnek: “He always makes fun of my accent. I wish he would stop picking on me.” (Sürekli aksanımla dalga geçiyor. Keşke benimle uğraşmayı bıraksa.)
8. Don’t push me
“Don’t pressure me” ifadesine benzer şekilde, birinin sizi bir şeyi yapmaya veya kabul etmeye zorladığını hissettiğinizde kullanılır. Genellikle kişinin sabrının veya toleransının sınırına geldiğini ima eder.
* Örnek: “I’m not ready to commit yet. Don’t push me.” (Henüz bağlanmaya hazır değilim. Beni zorlama/üstüme gelme.)
* Örnek: “Be careful, you’re starting to annoy me. Don’t push me.” (Dikkatli ol, beni sinirlendirmeye başlıyorsun. Üstüme gelme/sabrımı zorlama.)
9. Stop hassling me
“Hassle”, birini sürekli rahatsız etmek, sıkıntı vermek veya zorluk çıkarmak anlamına gelir. “Stop hassling me”, birinin size sürekli olarak küçük rahatsızlıklar vermesini veya bir şeyler talep etmesini durdurmasını istemek için kullanılan argo bir ifadedir.
* Örnek: “Stop hassling me for money all the time!” (Sürekli benden para isteyip durma/başımı ağrıtma!)
* Örnek: “The street vendors wouldn’t stop hassling the tourists.” (Sokak satıcıları turistleri rahatsız etmekten/sıkıştırmaktan vazgeçmiyordu.)
Hangi İfadeyi Ne Zaman Kullanmalı?
Doğru ifadeyi seçmek, durumun ciddiyetine, karşınızdaki kişiyle olan ilişkinize ve ifade etmek istediğiniz duygunun yoğunluğuna bağlıdır.
* Resmi veya profesyonel durumlarda: “Don’t pressure me” veya daha kibarca “I feel a bit pressured” gibi ifadeler daha uygun olabilir.
* Yakın arkadaşlar veya aile arasında: “Get off my back”, “Stop nagging me”, “Back off” gibi daha argo ve doğrudan ifadeler kullanılabilir, ancak yine de tonlamaya dikkat etmek önemlidir.
* Genel rahatsızlık durumlarında: “Leave me alone” veya daha nazikçe “Could you give me some space?” tercih edilebilir.
* Haksız eleştiri hissettiğinizde: “Stop picking on me” anlamı tam olarak karşılar.
Bazen doğrudan “üstüme gelme” demek yerine, duygularınızı daha yapıcı bir şekilde ifade etmek gerekebilir. Örneğin, “I understand your concern, but I need some time to think” (Endişeni anlıyorum ama düşünmek için zamana ihtiyacım var) gibi cümleler kurmak, iletişimi açık tutmaya yardımcı olabilir. Bu tür durumlarda etkili iletişim kurabilmek, genel İngilizce konuşma becerilerinizi geliştirmenizle yakından ilgilidir. Karşınızdaki kişiye ne yapması veya yapmaması gerektiğini söylerken, örneğin gereklilik ve tavsiye bildiren yapılar kullanarak daha net veya daha kibar olabilirsiniz (“You should give me some time” – Bana biraz zaman vermelisin).
Sonuç
Türkçedeki “üstüme gelme” ifadesinin İngilizce’de pek çok karşılığı vardır ve doğru olanı seçmek tamamen bağlama bağlıdır. “Don’t pressure me”, “Get off my back”, “Stop nagging me”, “Leave me alone”, “Give me some space”, “Back off”, “Stop picking on me”, “Don’t push me”, “Stop hassling me” gibi ifadeler, farklı durumlar ve farklı duygu yoğunlukları için kullanılabilir. Bu ifadelerin nüanslarını anlamak ve doğru bağlamda kullanmak, İngilizce iletişiminizi daha etkili ve doğal hale getirecektir. Unutmayın ki, özellikle argo veya doğrudan ifadeleri kullanırken tonlamanız ve karşınızdaki kişiyle olan ilişkiniz büyük önem taşır.
Bu yazı tam benlik olmuş, teşekkürler. ‘Üstüme gelme’ lafını o kadar çok kullanıyoruz ki… İngilizce’de bu kadar çok farklı şekilde söylenebildiğini bilmiyordum açıkçası. ‘Get off my back’ kulağa biraz kaba gelse de tam o hissi veriyor bazen. ‘Give me some space’ ise daha kibar durumlarda kurtarıcı olabilir. Hangi durumda hangisini kullanmak gerektiğini anlatan kısım özellikle faydalı oldu. Artık daha bilinçli kullanırım bu ifadeleri.