Özür Dilerim İngilizcesi: Duruma Göre Kullanım Rehberi

Türkçe’de sıkça kullandığımız “özür dilerim” ifadesinin İngilizce’deki karşılıkları, duruma, bağlama ve nezaket seviyesine göre değişiklik gösterir. Tek bir kalıba bağlı kalmak yerine, İngilizce’de özür dilemenin çeşitli yollarını bilmek, iletişiminizi daha etkili ve doğru hale getirecektir. Bu yazıda, “özür dilerim” ifadesinin İngilizce’deki farklı karşılıklarını, hangi durumlarda hangisinin kullanılacağını ve aralarındaki nüansları detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

En Yaygın İngilizce Özür Dileme İfadesi: “I’m Sorry”

İngilizce öğrenirken ilk karşılaşılan ve en temel özür dileme ifadesi şüphesiz “I’m sorry”‘dir. Geniş bir kullanım alanına sahip olan bu ifade, hem küçük hatalar hem de daha ciddi durumlar için kullanılabilir. Ancak, ifadenin tonlaması ve ardından gelen açıklama, özrün samimiyetini ve durumun ciddiyetini belirlemede önemli rol oynar.

Kullanım Alanları:

  • Hata yaptığınızda: “I’m sorry, I broke your favourite mug.” (Üzgünüm, en sevdiğin kupayı kırdım.)
  • Birine istemeden zarar verdiğinizde: “Oh, I’m so sorry, did I step on your foot?” (Ah, çok üzgünüm, ayağına mı bastım?)
  • Kötü bir haber duyduğunuzda (sempati belirtmek için): “I’m sorry to hear about your loss.” (Kaybınızı duyduğuma üzüldüm.)
  • Bir isteği reddederken: “I’m sorry, but I can’t help you right now.” (Üzgünüm ama şu an sana yardım edemem.)

“I’m sorry” ifadesini daha vurgulu hale getirmek için “so”, “very”, “really”, “terribly” gibi zarflar eklenebilir: “I’m really sorry for being late.” (Geç kaldığım için gerçekten üzgünüm.)

Günlük ve Küçük Hatalar İçin: “Sorry”

Daha samimi ve gündelik durumlarda, özellikle küçük ve önemsiz hatalar için “I’m” kısmı atılarak sadece “Sorry” demek yeterlidir. Bu, daha hızlı ve rahat bir ifadedir.

Örnekler:

  • Yanlışlıkla birine çarptığınızda: “Sorry!” (Pardon! / Üzgünüm!)
  • Birinin sözünü kestiğinizde: “Sorry, what were you saying?” (Pardon, ne diyordun?)

Dikkat Çekme ve Küçük Engellemeler İçin: “Excuse Me”

“Excuse me” ifadesi, genellikle doğrudan bir hata için özür dilemekten ziyade, birinin dikkatini çekmek, bir yerden geçmek istemek veya kibarca bir konuşmayı bölmek için kullanılır. Aynı zamanda, hapşırma, öksürme gibi küçük sosyal ‘gaflar’dan sonra da söylenebilir.

Kullanım Alanları:

  • Kalabalıkta yol isterken: “Excuse me, could I get past?” (Affedersiniz, geçebilir miyim?)
  • Birine soru sormadan önce dikkatini çekmek için: “Excuse me, do you know what time it is?” (Affedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?)
  • Konuşmayı bölerken: “Excuse me for interrupting, but I have an important call.” (Böldüğüm için affedersiniz ama önemli bir aramam var.)
  • Hapşırdıktan sonra: “Excuse me.” (Affedersiniz.)

Amerikan İngilizcesi’nde “Excuse me?” soru tonlamasıyla söylendiğinde, birinin söylediğini duymadığınızı veya şaşırdığınızı belirtmek için de kullanılabilir (Biraz “Ne dedin?” veya “Anlamadım?” gibi).

Daha Nazik ve Resmi Durumlar İçin: “Pardon Me” / “I Beg Your Pardon”

“Pardon me”, “Excuse me” ile benzer durumlarda kullanılsa da genellikle biraz daha nazik veya resmi kabul edilir. Özellikle birinin söylediğini duymadığınızda veya anlamadığınızda tekrar etmesini istemek için yaygın olarak kullanılır.

“I beg your pardon” ise daha da resmidir ve günümüzde daha az sıklıkla kullanılır. Özellikle İngiliz İngilizcesi’nde, birinin söylediği şeye katılmadığınızı veya hafifçe alındığınızı belirtmek için de kullanılabilir.

Örnekler:

  • Söyleneni duymadığınızda: “Pardon me, could you repeat that?” (Affedersiniz, tekrar edebilir misiniz?) veya kısaca “Pardon?”
  • Kibarca bir yerden geçerken: “Pardon me.” (Affedersiniz.)
  • İstemeden birine çarptığınızda (daha nazik): “Oh, pardon me.” (Ah, affedersiniz.)
  • Şaşkınlık veya itiraz belirtirken (özellikle İngiliz İngilizcesi): “I beg your pardon, I did no such thing!” (Affınızı rica ederim, öyle bir şey yapmadım!)

Bu ifadenin farklı kullanımları hakkında daha fazla bilgi için ‘Pardon’ kelimesinin İngilizce’deki kullanımı hakkındaki yazımıza göz atabilirsiniz.

Resmi ve Ciddi Özürler İçin: “I Apologize” / “My Apologies”

“I apologize” (veya “I apologise” – İngiliz İngilizcesi yazımı), “I’m sorry” ifadesine göre daha resmi ve güçlü bir özür dileme şeklidir. Genellikle sorumluluk kabul edildiğini vurgular ve iş hayatında, resmi yazışmalarda veya ciddi hatalar sonrasında kullanılır.

“My apologies” ifadesi de benzer şekilde resmi bir özür belirtir. Genellikle çoğul kullanılır ve “özürlerimi sunarım” anlamına gelir.

Kullanım Alanları:

  • Resmi bir ortamda hata için: “I apologize for the delay in responding to your email.” (E-postanıza yanıt vermedeki gecikme için özür dilerim.)
  • Şirket adına yapılan bir hata için: “We apologize for any inconvenience this may have caused.” (Bu durumun neden olduğu rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.)
  • Ciddi bir yanlış anlaşılma için: “Please accept my sincerest apologies for the misunderstanding.” (Yanlış anlaşılma için lütfen en içten özürlerimi kabul edin.)
  • Kısa ve resmi bir özür: “My apologies, I seem to have the wrong number.” (Özür dilerim, sanırım yanlış numarayı aradım.)

Özrün nedenini belirtmek için genellikle “for” edatı kullanılır: “I apologize for my behaviour.” (Davranışım için özür dilerim.)

Argo ve Çok Samimi Durumlar İçin: “My Bad”

“My bad”, oldukça argo ve samimi bir ifadedir. Genellikle gençler arasında veya çok rahat ortamlarda, küçük ve önemsiz hatalar için kullanılır. “Benim hatam” anlamına gelir ve resmiyetten tamamen uzaktır.

Örnek:

  • Topu arkadaşına atarken yanlış yere attığında: “Oops, my bad!” (Hop, benim hatam!)

Bu ifadeyi resmi veya ciddi durumlarda kullanmaktan kesinlikle kaçınılmalıdır.

Af Dilemek: “Forgive Me”

“Forgive me” ifadesi, basit bir özürden daha derindir ve genellikle daha ciddi hatalar veya karşı tarafı derinden üzen durumlar için kullanılır. Doğrudan karşı taraftan af dilemeyi ifade eder.

Örnekler:

  • Büyük bir hata sonrası: “Please forgive me for what I said. I didn’t mean to hurt you.” (Lütfen söylediğim şey için beni affet. Seni incitmek istememiştim.)
  • Daha resmi bir dille: “I sincerely hope you can forgive me.” (Umarım beni affedebilirsiniz.)

Özrü Güçlendirmek ve Açıklamak

Hangi ifadeyi kullanırsanız kullanın, özrünüzü daha anlamlı kılmak için genellikle bir açıklama eklemek iyi bir fikirdir. Bu, hatanın nedenini belirtmek veya sorumluluğu üstlenmek şeklinde olabilir.

  • Sorumluluğu kabul etmek: “I’m sorry, it was my fault.” (Üzgünüm, benim hatamdı.) / “I take full responsibility for this error. I apologize.” (Bu hatanın tüm sorumluluğunu üstleniyorum. Özür dilerim.)
  • Nedenini açıklamak: “I’m terribly sorry for being late, there was unexpected traffic.” (Geç kaldığım için çok üzgünüm, beklenmedik bir trafik vardı.)
  • Tekrar etmeyeceğine dair söz vermek: “I apologize for the mistake. It won’t happen again.” (Hata için özür dilerim. Tekrar olmayacak.)

Kültürel Farklılıklar

Özür dileme sıklığı ve şekli kültürden kültüre değişebilir. Örneğin, İngiliz kültüründe (özellikle Birleşik Krallık İngilizcesi konuşulan yerlerde) insanların küçük şeyler için bile sık sık “sorry” dediği gözlemlenir. Bu her zaman derin bir pişmanlık anlamına gelmeyebilir, bazen sadece bir nezaket ifadesidir.

Sonuç

Gördüğünüz gibi, İngilizce’de “özür dilerim” demenin pek çok yolu vardır. En temel ifade “I’m sorry” olsa da, durumun resmiyetine, hatanın büyüklüğüne ve karşınızdaki kişiye göre “Sorry”, “Excuse me”, “Pardon me”, “I apologize”, “My apologies”, “My bad” veya “Forgive me” gibi farklı ifadeler kullanmak iletişiminizi zenginleştirecektir. Önemli olan, doğru ifadeyi doğru bağlamda kullanmak ve özrünüzde samimi olmaktır. İngilizce’de özür dilemenin farklı yolları üzerine çalışmak, dil becerilerinizi geliştirmenin önemli bir parçasıdır.

“Özür Dilerim İngilizcesi: Duruma Göre Kullanım Rehberi” için 1 yorum

  1. İngilizce’de özür dilemenin bu kadar farklı çeşidi olduğunu bilmiyordum, genelde ‘I’m sorry’ yeterli olur sanıyordum. Bu yazı gerçekten çok güzel anlatmış, hangi durumda neyin daha uygun olacağını netleştiriyor. Özellikle ‘Excuse me’ ve ‘Pardon me’ arasındaki ince farklar veya ‘I apologize’ın resmiyeti gibi konuları öğrenmek iyi oldu. ‘My bad’ de ilginçmiş, günlük hayatta duyuyordum ama tam anlamını bilmiyordum. Bu kadar ayrıntıyı bilmek iletişimi gerçekten kolaylaştırır, yanlış anlaşılmaların önüne geçer. Emeğinize sağlık, çok faydalı bir içerik olmuş.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

💬 Yorum Yap (1)
Scroll to Top