Konu Başlıkları
İngilizce Edatlar: Detaylı Konu Anlatımı ve Örnekler
İngilizce öğrenirken dilbilgisinin temel taşlarından biri olan edatlar (prepositions), cümle içinde kelimeler arasındaki ilişkiyi kurmada hayati bir rol oynar. Zaman, yer, yön ve daha birçok kavramı ifade etmemizi sağlayan bu küçük kelimeler, özellikle Türkçe anadilli öğrenciler için kafa karıştırıcı olabilir. Bunun temel sebebi, Türkçedeki durum eklerinin (-de, -da, -e, -a, -den, -dan vb.) İngilizce’de genellikle edatlarla karşılanması ve kullanımlarının birebir örtüşmemesidir. Bu detaylı konu anlatımı ve örnek cümleler ile İngilizce edatları daha iyi anlayacak ve doğru kullanımlarını öğreneceksiniz.
Edat (Preposition) Nedir?
Edatlar, genellikle bir isim (noun) veya zamirden (pronoun) önce gelerek bu kelimenin cümledeki diğer kelimelerle (genellikle bir fiil, sıfat veya başka bir isim) olan yer, zaman, yön veya mantıksal ilişkisini gösteren kelimelerdir. Tek başlarına anlamları sınırlı olsa da, cümle içinde bulundukları yere ve birlikte kullanıldıkları kelimelere göre anlam kazanırlar.
Örnek vermek gerekirse:
- The book is on the table. (Kitap masanın üzerinde.) – Yer ilişkisi
- He will arrive at 5 PM. (Saat 5’te varacak.) – Zaman ilişkisi
- She walked towards the door. (Kapıya doğru yürüdü.) – Yön ilişkisi
İngilizce’de En Sık Kullanılan Edatlar ve Kategorileri
Edatları işlevlerine göre kategorize etmek öğrenmeyi kolaylaştırır. En yaygın kategoriler zaman, yer ve yön edatlarıdır.
1. Zaman Edatları (Prepositions of Time)
Bir eylemin ne zaman gerçekleştiğini belirtmek için kullanılırlar. En temel zaman edatları ‘in’, ‘on’ ve ‘at’ olup, kullanımları belirli kurallara bağlıdır.
-
AT: Kesin ve belirli zaman noktaları için kullanılır.
- Saatler: at 8 o’clock, at 10:30 AM, at midnight, at noon
- Günün belirli anları: at night, at sunrise, at the moment
- Yemek vakitleri: at breakfast time, at lunchtime
- Tatil periyotları (genel olarak): at Christmas, at Easter (Ancak ‘on Christmas Day’ gibi belirli bir günden bahsediliyorsa ‘on’ kullanılır)
- Hafta sonu (İngiliz İngilizcesi): at the weekend
Örnek Cümleler:
- The meeting starts at 9 AM. (Toplantı sabah 9’da başlıyor.)
- I usually work at night. (Genellikle gece çalışırım.)
- We visited our grandparents at Easter. (Paskalya’da büyükannemizi ziyaret ettik.)
-
ON: Günler ve tarihler için kullanılır.
- Günler: on Monday, on Friday
- Tarihler: on April 17th, on 25 December 2024
- Özel günler: on your birthday, on New Year’s Day
- Belirli bir günün bölümü: on Saturday morning, on Tuesday evening
- Hafta sonu (Amerikan İngilizcesi): on the weekend
Örnek Cümleler:
- My exam is on Wednesday. (Sınavım Çarşamba günü.)
- Her birthday is on January 5th. (Onun doğum günü 5 Ocak’ta.)
- What are you doing on Sunday afternoon? (Pazar öğleden sonra ne yapıyorsun?)
-
IN: Daha uzun ve belirsiz zaman dilimleri için kullanılır.
- Aylar: in April, in December
- Yıllar: in 1990, in 2025
- Mevsimler: in summer, in winter
- Yüzyıllar: in the 21st century
- Günün genel bölümleri: in the morning, in the afternoon, in the evening (Dikkat: ‘at night’)
- Gelecekteki bir zaman dilimi: in two weeks, in five minutes
Örnek Cümleler:
- I was born in August. (Ağustos’ta doğdum.)
- The project will be completed in 2026. (Proje 2026’da tamamlanacak.)
- She likes to read in the evening. (Akşamları kitap okumayı sever.)
- We will meet in an hour. (Bir saat içinde buluşacağız.)
Diğer Önemli Zaman Edatları:
- Since: Bir eylemin başlangıç noktasını belirtir (genellikle Present Perfect Tense ile). (-den beri) – Örnek: I have lived here since 2010. (2010’dan beri burada yaşıyorum.)
- For: Bir eylemin süresini belirtir. (-dır, -dir) – Örnek: We waited for two hours. (İki saattir bekledik.)
- Ago: Geçmişteki bir olayın şimdiki zamandan ne kadar önce olduğunu belirtir. (önce) – Örnek: He left ten minutes ago. (On dakika önce ayrıldı.)
- Before: Belirli bir zamandan veya olaydan önce. (-den önce) – Örnek: Please finish your homework before dinner. (Lütfen ödevini akşam yemeğinden önce bitir.)
- After: Belirli bir zamandan veya olaydan sonra. (-den sonra) – Örnek: We went for a walk after lunch. (Öğle yemeğinden sonra yürüyüşe çıktık.)
- During: Bir olay veya zaman dilimi boyunca. (süresince, boyunca) – Örnek: He fell asleep during the film. (Film sırasında uyuyakaldı.)
- Until/Till: Belirli bir zamana kadar devam eden eylem. (-e kadar) – Örnek: Stay here until I come back. (Ben dönene kadar burada kal.)
- By: Belirli bir zamana kadar (en geç o zamanda) bitirilmesi gereken eylem. (-e kadar) – Örnek: You must submit the report by Friday. (Raporu Cuma’ya kadar teslim etmelisiniz.)
2. Yer Edatları (Prepositions of Place)
Bir nesnenin veya kişinin nerede olduğunu belirtmek için kullanılır. Zaman edatlarında olduğu gibi ‘in’, ‘on’ ve ‘at’ burada da sıkça kullanılır ancak anlamları farklıdır.
-
AT: Belirli bir nokta veya konum için kullanılır.
- Tam adresler: at 15 Oxford Street
- Belirli yerler/noktalar: at the bus stop, at the door, at the traffic lights
- Genel konumlar/mekanlar: at home, at work, at school, at university, at the airport, at the station
- Etkinlikler: at a party, at a concert
- Bir sayfanın yeri: at the top of the page, at the bottom of the page
Örnek Cümleler:
- I will meet you at the entrance. (Seninle girişte buluşacağım.)
- She is waiting at the corner. (Köşede bekliyor.)
- He is at work right now. (Şu anda işte.)
-
ON: Bir yüzeyin üzeri veya temas durumu için kullanılır.
- Yüzeyler: on the table, on the floor, on the wall, on the roof
- Katlar: on the first floor, on the ground floor
- Toplu taşıma araçları (genellikle içinde ayakta durulabilen veya yürünebilenler): on the bus, on the train, on the plane, on a ship
- Sokak, cadde isimleri: on Oxford Street, on the main road
- Medya: on the radio, on TV, on the internet
- Vücudun bir kısmı: The ring is on her finger.
Örnek Cümleler:
- The cat is sleeping on the sofa. (Kedi kanepenin üzerinde uyuyor.)
- There is a picture on the wall. (Duvarda bir resim var.)
- I live on the third floor. (Üçüncü katta oturuyorum.)
-
IN: Kapalı bir alanın veya bir hacmin içi için kullanılır.
- Kapalı alanlar: in a box, in a room, in a building
- Daha büyük coğrafi alanlar: in London, in Turkey, in the park, in the garden
- Arabalar ve taksiler: in the car, in a taxi (Genellikle içinde hareket alanı kısıtlı olan özel araçlar)
- Su kütleleri: in the sea, in the river
- Basılı materyaller: in a book, in a newspaper
- Sıra/Kuyruk: in a line, in a queue
Örnek Cümleler:
- Your keys are in the drawer. (Anahtarların çekmecenin içinde.)
- They live in a small village. (Küçük bir köyde yaşıyorlar.)
- Let’s sit in the shade. (Hadi gölgede oturalım.)
‘IN’, ‘ON’, ‘AT’ Yer Karşılaştırması: Genelden özele doğru bir gidişat vardır: In Turkey (ülke) -> In Istanbul (şehir) -> On İstiklal Street (cadde) -> At number 25 (belirli bir nokta/adres).
Diğer Önemli Yer Edatları:
- Under/Below: Altında – Örnek: The ball rolled under the car. (Top arabanın altına yuvarlandı.) / The temperature is below zero. (Sıcaklık sıfırın altında.)
- Over/Above: Üstünde (temassız) – Örnek: The plane flew over the city. (Uçak şehrin üzerinden uçtu.) / There is a mirror above the sink. (Lavabonun üstünde bir ayna var.)
- Beside/Next to: Yanında, bitişiğinde – Örnek: He sat beside her. (Onun yanına oturdu.) / The bank is next to the post office. (Banka postanenin bitişiğinde.)
- Between: İki şeyin arasında – Örnek: The shop is between the library and the school. (Dükkan kütüphane ile okulun arasında.)
- Among: İkiden fazla şeyin arasında/içinde – Örnek: He is popular among his friends. (Arkadaşları arasında popülerdir.)
- Behind: Arkasında – Örnek: The garden is behind the house. (Bahçe evin arkasında.)
- In front of: Önünde (fiziksel olarak) – Örnek: There is a car in front of the building. (Binanın önünde bir araba var.) (Not: ‘opposite’ karşı karşıya demektir.)
- Near/Close to: Yakınında – Örnek: Is there a supermarket near here? (Buralarda bir süpermarket var mı?)
- Far from: Uzağında – Örnek: The station is far from my house. (İstasyon evimden uzakta.)
3. Yön ve Hareket Edatları (Prepositions of Direction/Movement)
Bir yerden başka bir yere olan hareketi veya yönelimi ifade ederler.
- To: Bir hedefe doğru yönelme (-e, -a hali). – Örnek: We are going to Paris. (Paris’e gidiyoruz.) / Give the book to me. (Kitabı bana ver.)
- From: Bir yerden başlangıç veya kaynak (-den, -dan hali). – Örnek: She came from London. (Londra’dan geldi.)
- Into: Bir şeyin içine doğru hareket. – Örnek: He jumped into the pool. (Havuzun içine atladı.)
- Onto: Bir şeyin üzerine doğru hareket. – Örnek: The cat jumped onto the roof. (Kedi çatının üzerine atladı.)
- Out of: Bir şeyin dışına doğru hareket. – Örnek: Take your hands out of your pockets. (Ellerini ceplerinden çıkar.)
- Towards: Bir yöne doğru (-e doğru). – Örnek: She walked towards the sea. (Denize doğru yürüdü.)
- Away from: Bir yerden uzağa doğru. – Örnek: The dog ran away from me. (Köpek benden uzağa koştu.)
- Across: Bir uçtan diğer uca, karşıya. – Örnek: We swam across the river. (Nehrin karşısına yüzdük.)
- Through: İçinden geçerek. – Örnek: The train went through the tunnel. (Tren tünelin içinden geçti.)
- Up: Yukarı doğru. – Örnek: He climbed up the stairs. (Merdivenleri yukarı tırmandı.)
- Down: Aşağı doğru. – Örnek: Tears ran down her face. (Gözyaşları yüzünden aşağı süzüldü.)
- Around: Etrafında, çevresinde. – Örnek: We walked around the lake. (Gölün etrafında yürüdük.)
- Past: Yanından geçerek. – Örnek: Go past the church and turn left. (Kiliseyi geç ve sola dön.)
4. Diğer Yaygın Edatlar ve Kullanımları
Bazı edatlar belirli fiillerle, sıfatlarla veya isimlerle kalıplaşmış ifadeler (prepositional phrases) oluşturur ve farklı anlamlara gelebilirler.
- OF: Sahiplik (‘s yerine), aitlik, miktar, neden belirtir. – Örnekler: The color of the sky (gökyüzünün rengi), a friend of mine (benim bir arkadaşım), a cup of tea (bir fincan çay), afraid of spiders (örümceklerden korkmak).
- WITH: Birliktelik (ile), sahip olma, araç, duygu belirtir. – Örnekler: I went with my family (ailem ile gittim), a man with a hat (şapkalı bir adam), cut with a knife (bıçak ile kesmek), angry with him (ona kızgın).
- BY: Yapan kişi (passive voice), vasıta, zaman sınırı, yanındalık belirtir. – Örnekler: Written by Shakespeare (Shakespeare tarafından yazılmış), travel by train (tren ile seyahat etmek), finish by 5 PM (saat 5’e kadar bitirmek), stand by the window (pencerenin yanında durmak).
- FOR: Amaç (için), süre, alıcı, neden belirtir. – Örnekler: This gift is for you (Bu hediye senin için), study for an exam (sınav için çalışmak), wait for an hour (bir saat beklemek), famous for its history (tarihiyle ünlü).
- ABOUT: Hakkında, yaklaşık olarak. – Örnekler: A book about space (uzay hakkında bir kitap), talk about the problem (problem hakkında konuşmak), about 10 kilometers (yaklaşık 10 kilometre).
Edatlarla İlgili Önemli İpuçları ve Sık Yapılan Hatalar
- Türkçe Düşünmeyin: En büyük hata, Türkçe’deki ekleri İngilizce’ye doğrudan çevirmeye çalışmaktır. Örneğin, ‘evdeyim’ derken ‘I am at home’ kullanılır, ‘I am in home’ değil. ‘Ondan korkuyorum’ derken ‘I am afraid of him’ kullanılır, ‘I am afraid from him’ değil. Edatların İngilizce’deki kullanımlarını kendi bağlamlarında öğrenin.
- Kalıpları Öğrenin: Birçok fiil ve sıfat kendinden sonra belirli edatları alır (depend on, listen to, interested in, good at, responsible for). Bu kalıpları (phrasal verbs ve prepositional phrases) bir bütün olarak ezberlemek çok önemlidir.
- ‘In’, ‘On’, ‘At’ Karmaşası: Hem zaman hem de yer belirtirken bu üç edatın kullanımı karıştırılabilir. Yukarıdaki kuralları dikkatlice inceleyin ve bol bol örnekle pekiştirin.
- Gereksiz Kullanım/Eksik Bırakma: Bazen edat gerekmezken kullanılır (Örn: ‘discuss about the problem’ yerine ‘discuss the problem’) veya gerekli olduğu halde unutulur (Örn: ‘listen music’ yerine ‘listen to music’).
Öğrenme Yöntemleri
- Bol bol İngilizce okuyun ve dinleyin. Edatların doğal kullanımlarını fark etmeye çalışın.
- Yeni kelimeler öğrenirken, özellikle fiil ve sıfatları, hangi edatlarla kullanıldıklarına dikkat edin ve not alın.
- Edatları içeren kalıpları ve örnek cümleleri ezberleyin. Flashcard (bilgi kartı) kullanmak faydalı olabilir.
- Kendi örnek cümlelerinizi kurarak pratik yapın.
- İnternetteki alıştırmaları çözün ve dilbilgisi kitaplarından yararlanın.
Sonuç
İngilizce edatlar, dilin akıcılığı ve doğruluğu için vazgeçilmez unsurlardır. Başlangıçta karmaşık görünseler de, kategorilerini anlamak, temel kuralları öğrenmek ve bol pratik yapmak bu konudaki zorlukları aşmanıza yardımcı olacaktır. Özellikle sık kullanılan ‘in’, ‘on’, ‘at’ gibi edatların farklı bağlamlardaki (zaman, yer) kullanımlarına ve fiillerle/sıfatlarla oluşturdukları kalıplara odaklanmak, İngilizce becerilerinizi önemli ölçüde geliştirecektir. Unutmayın, edatları doğru kullanmak, anadili İngilizce olan kişiler gibi konuşmanın anahtarlarından biridir.
İngilizce edatlar konusu gerçekten de kafa karıştırıcı olabiliyor, özellikle bizim dilimizdeki eklerle tam örtüşmediği için. Bu yazı konuyu çok güzel özetlemiş bence. Özellikle ‘in’, ‘on’, ‘at’ arasındaki farkları zaman ve yer için ayrı ayrı anlatması çok işime yaradı. Kategorilere ayırarak anlatılması anlamayı kolaylaştırıyor. Verdiğiniz örnekler de gayet açık ve net. Türkçe düşünmeden, kalıpları öğrenmek gerektiği tavsiyesi de çok doğru. Bu detaylı anlatım için teşekkürler, gerçekten faydalı bir içerik olmuş.