İngilizce Adres Tarifi: Kapsamlı Rehber ve Örnekler

İngilizce Adres Tarifi: Neden Önemli?

İster turist olarak yeni bir şehri keşfediyor olun, ister yurt dışında yaşayın, ister ülkenize gelen bir yabancıya yardım etmek isteyin, İngilizce adres tarifi yapabilmek veya anlayabilmek son derece önemli bir beceridir. Teknolojinin sunduğu harita uygulamaları hayatımızı kolaylaştırsa da, bazen telefonumuzun şarjı bitebilir, internet bağlantısı olmayabilir veya sadece bir yerliye sormak daha pratik gelebilir. İşte bu durumlarda İngilizce yol tarifi bilgisi devreye girer.

Bu rehberde, İngilizce olarak nasıl adres soracağınızı, nasıl yol tarifi vereceğinizi, bu süreçte hangi kelime ve kalıpların kullanılacağını detaylı bir şekilde öğreneceksiniz. Ayrıca, İngilizce yönler ve yol tarifi konusunda temel bilgilere sahip olmak işinizi kolaylaştıracaktır.

İngilizce Adres Nasıl Sorulur? (Asking for Directions)

Birine adres sormadan önce nazik bir giriş yapmak önemlidir. Genellikle “Excuse me” (Affedersiniz) veya “Sorry to bother you” (Rahatsız ettiğim için üzgünüm) gibi ifadelerle başlayabilirsiniz.

İşte adres sormak için kullanabileceğiniz bazı yaygın kalıplar:

  • Excuse me, how can I get to the nearest post office? (Affedersiniz, en yakın postaneye nasıl gidebilirim?)
  • Excuse me, could you tell me the way to the train station? (Affedersiniz, bana tren istasyonunun yolunu söyleyebilir misiniz?)
  • Excuse me, where is the City Museum? (Affedersiniz, Şehir Müzesi nerede?)
  • Excuse me, I’m looking for this address. (Affedersiniz, bu adresi arıyorum.) – Bu ifadeyi kullanırken adresi yazdığınız kağıdı veya telefon ekranını gösterebilirsiniz.
  • Excuse me, is there a pharmacy near here? (Affedersiniz, buralarda bir eczane var mı?)
  • Excuse me, am I on the right road for the city centre? (Affedersiniz, şehir merkezi için doğru yolda mıyım?)

İngilizce Adres Nasıl Tarif Edilir? (Giving Directions)

Birisi size adres sorduğunda, açık ve anlaşılır bir şekilde tarif etmek önemlidir. İşte adım adım yol tarifi verirken kullanacağınız temel unsurlar:

1. Temel Yön ve Hareket İfadeleri:

  • Go straight ahead / Go straight on: Düz git / Düz devam et.
  • Turn left: Sola dön.
  • Turn right: Sağa dön.
  • Go past the bank: Bankayı geç.
  • Cross the street / Cross the road: Caddenin/Yolun karşısına geç.
  • Take the first/second/third turning on the left/right: Soldaki/Sağdaki birinci/ikinci/üçüncü sapaktan dön.
  • It’s on your left / It’s on your right: Solunuzda / Sağınızda kalacak.
  • Go along this street: Bu cadde boyunca git.
  • Keep going for about 100 meters: Yaklaşık 100 metre devam et.

2. Yer Bildiren Edatlar (Prepositions of Place):

Bir yerin konumunu belirtirken doğru edatları kullanmak kritiktir. Yer edatlarının kullanımı tarifinizi daha net hale getirir.

  • Next to: Bitişiğinde (The pharmacy is next to the supermarket.)
  • Opposite: Karşısında (The park is opposite the library.)
  • Between: Arasında (The cafe is between the bookshop and the bank.)
  • Behind: Arkasında (The car park is behind the building.)
  • In front of: Önünde (The bus stop is in front of the school.)
  • Near / Close to: Yakınında (Is there a hotel near here?)
  • Far from: Uzağında (The airport is far from the city centre.)
  • On the corner of: Köşesinde (The shop is on the corner of Elm Street and Maple Avenue.)
  • At the end of the road: Yolun sonunda (The museum is at the end of the road.)

3. Önemli Yerler ve İşaretler (Landmarks):

Tarifinizi kolaylaştırmak için çevredeki belirgin yapıları veya yerleri referans noktası olarak kullanabilirsiniz.

  • Traffic lights: Trafik ışıkları (Turn right at the traffic lights.)
  • Roundabout: Döner kavşak (Take the second exit at the roundabout.)
  • Intersection / Junction: Kavşak (Go straight on at the intersection.)
  • Bridge: Köprü (Go over the bridge.)
  • Building: Bina
  • Shop / Store: Dükkan / Mağaza
  • Post office: Postane
  • Bank: Banka
  • Supermarket: Süpermarket
  • Park: Park
  • Square: Meydan
  • Statue: Heykel

4. Mesafe ve Süre Tahmini:

Gidilecek yerin uzaklığı hakkında bilgi vermek yardımcı olabilir.

  • It’s about a 5-minute walk. (Yaklaşık 5 dakikalık yürüme mesafesinde.)
  • It’s quite close. (Oldukça yakın.)
  • It’s quite far. (Oldukça uzak.)
  • It’s not far from here. (Buradan çok uzak değil.)
  • It’s just around the corner. (Hemen köşeyi dönünce.)
  • It will take you about 10 minutes to get there. (Oraya varmanız yaklaşık 10 dakika sürer.)

5. Anlaşıldığından Emin Olma ve Ek İpuçları:

  • You can’t miss it. (Kaçırmanız mümkün değil / Gözden kaçmaz.) – Genellikle kolay bulunabilecek yerler için kullanılır.
  • Do you understand? (Anladınız mı?) – Nazikçe sormak isterseniz.
  • Let me repeat that. (Tekrar edeyim.)

Tarifi Anlamadığınızda veya Tekrar İstediğinizde

Bazen verilen tarifi anlamayabilir veya kaçırabilirsiniz. Bu durumda tekrar sormaktan çekinmeyin:

  • Sorry, could you say that again, please? (Üzgünüm, tekrar söyler misiniz, lütfen?)
  • Sorry, I didn’t catch that. (Üzgünüm, anlayamadım/yakalayamadım.)
  • Could you speak more slowly, please? (Daha yavaş konuşabilir misiniz, lütfen?)
  • So, I need to turn left at the next traffic lights? (Yani, bir sonraki trafik ışıklarından sola dönmem gerekiyor?) – Anladığınızı teyit etmek için.

Örnek İngilizce Adres Tarifi Diyalogları

Diyalog 1: Müzeye Nasıl Gidilir?

Turist: Excuse me, how can I get to the City Museum? (Affedersiniz, Şehir Müzesi’ne nasıl gidebilirim?)

Yerli: Sure. Go straight ahead on this street for about two blocks. You’ll see a large park on your left. Go past the park. Then, take the second turning on the right. The museum is a big white building, opposite the main library. You can’t miss it. (Tabii. Bu caddede yaklaşık iki blok düz gidin. Solunuzda büyük bir park göreceksiniz. Parkı geçin. Sonra, sağdaki ikinci sapaktan dönün. Müze, ana kütüphanenin karşısında büyük beyaz bir bina. Kaçırmanız mümkün değil.)

Turist: Thank you very much!

Yerli: You’re welcome!

Diyalog 2: En Yakın Eczane Nerede?

Kişi A: Excuse me, is there a pharmacy near here? (Affedersiniz, buralarda bir eczane var mı?)

Kişi B: Yes, there is one nearby. Go down this street and turn left at the traffic lights. Walk for about 50 meters. The pharmacy is on your right, next to the bakery. (Evet, yakında bir tane var. Bu caddeden aşağı inin ve trafik ışıklarından sola dönün. Yaklaşık 50 metre yürüyün. Eczane sağınızda, fırının bitişiğinde.)

Kişi A: Okay, turn left at the lights, it’s on the right. Got it. Thanks! (Tamam, ışıklardan sola, sağda kalıyor. Anladım. Teşekkürler!)

Kişi B: No problem.

Sonuç

İngilizce adres tarifi sormak ve vermek, pratik yaparak geliştirilebilecek önemli bir iletişim becerisidir. Bu rehberdeki ifadeleri ve kelimeleri öğrenerek, kendinizi daha güvende hissedebilir ve yabancı bir ortamda yolunuzu kolayca bulabilirsiniz. Temel yönleri, hareket fiillerini ve yer edatlarını öğrenmeye odaklanın. Çevrenizdeki landmark’ları (belirgin noktaları) kullanmaktan çekinmeyin ve anlamadığınızda tekrar sormaktan utanmayın. Bol şans!

“İngilizce Adres Tarifi: Kapsamlı Rehber ve Örnekler” için 1 yorum

  1. Bu yazı gerçekten çok işime yarayacak gibi duruyor. Yurt dışına çıktığımda ya da burada bir yabancıya yol tarif etmem gerektiğinde bazen ne diyeceğimi bilemiyorum. Telefon haritaları çok iyi ama şarj bitince ya da internet çekmeyince eski usul sormak veya tarif etmek gerekiyor. Burada anlatılan kalıplar bayağı açık ve net olmuş. Özellikle ‘Go straight ahead’, ‘Turn left/right’ gibi temel şeyler tamam da, ‘Go past the bank’ veya ‘It’s on your left’ gibi ifadeler çok pratik. Yer bildiren edatlar kısmı (next to, opposite, between) da sıkça karıştırılıyor, örneklerle güzel açıklanmış. Tarif ederken landmark kullanma fikri de mantıklı, ‘trafik ışıkları’, ‘döner kavşak’ gibi referans noktaları vermek karşı tarafın işini kolaylaştırıyor. Diyaloglar da konuyu pekiştirmiş. Kaydedip arada bakacağım bir yazı olmuş, teşekkürler.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top